ÎMÂNIN TANIMI -EHL-İ SÜNNETE GÖRE- ÎMÂNIN TANIMI ABDULLÂH SAÎD EL-MÜDERRİS. Tevhîd-î Dâvet

Méret: px
Mutatás kezdődik a ... oldaltól:

Download "ÎMÂNIN TANIMI -EHL-İ SÜNNETE GÖRE- ÎMÂNIN TANIMI ABDULLÂH SAÎD EL-MÜDERRİS. Tevhîd-î Dâvet"

Átírás

1 o ÎMÂNIN TANIMI 1 -EHL-İ SÜNNETE GÖRE- ÎMÂNIN TANIMI ABDULLÂH SAÎD EL-MÜDERRİS i Tevhîd-î Dâvet

2 I

3 % EHL-İ SÜNNET E GÖRE ÎMÂNIN TANIMI

4 Kitâbın Adı: Ehl-i Sünnete Göre Îmânın Tanımı Yazarı: Abdullâh Saîd el- Müderris Yayıncı: Tevhîd-î Dâvet Yayına Hazırlık: Tevhîd-î Dâvet Yayın No: TEVHÎD-Î DÂVET Tevhîde Dâvet Eder Akîde Serisi: Birinci Baskı: i Tevhîd-î Dâvet

5 o EHL-İ SÜNNET E GÖRE ÎMÂNIN TANIMI Abdullâh Saîd el-müderris i

6 # ن ح م د و ن س ت ع ن ه و ن س ت غ ف ر و ن ع وذ ب االله ال ح م د إ ن م ن ش ر ور أ ن ف س نا و م ن س ي ا ت أ ع م ال نا م ن ي ه د االله ف لا إ ل ه إ لا االله م ض ل ل ه و م ن ي ض ل ل ف لا ها د ي ل ه و أ ش ه د أ ن لا و ح د لا ش ر يك ل ه و أ ش ه د أ ن م ح م د ا ع ب د و ر س ول ه ه م ا ب ع د أ

7 MUKADDİME: Rahmân ve Rahîm olan Allâh ın ismiyle Hamd, -âlemlerin Rabbi olan- Allâh a mahsustur. O na hamd eder, O ndan yardım ve mağfiret dileriz. Nefislerimizin şerrinden ve amellerimizin kötülüğünden O na sığınırız. O nun hidâyete erdirdiğini hiç kimse saptıramaz, saptırdığını ise hiç kimse hidâyete erdiremez. Şehâdet ederim ki, Allâh tan başka ibâdete lâyık hiçbir ilâh yoktur. Ve yine şehâdet ederim ki, Muhammed sallallâhu aleyhi ve sellem O nun kulu ve Rasûlüdür Bundan sonra: Bilinmelidir ki! Îmânın tanımı çok önemli ve pek büyük bir mes eledir. Zîrâ bu mes ele, îmân ve küfür ayrımının temeli olup, Ehl-i Sünnet ile

8 8 ABDULLÂH SAĐD EL-MÜDERRĐS Ehl-i Bid ât ı birbirinden ayıran bir esastır. Bu sebeble îmânın tanımı hakkında yapılacak olan bir hatâ, diğer mes elelerde yapılacak hatâlardan çok daha vahim sonuçlar doğuracaktır. Nitekim ümmete en çok zararı dokunan Mürcie tâifesinin ayağının kaymasının sebebi, îmânın tanımı hakkında yaptıkları hatâdan kaynaklanmaktadır. Böylece îmânın tanımı hakkında Ehl-i Sünnet in görüşünün önemi ortaya çıkmaktadır. Îmânın tanımı hakkında Kur ân, Sünnet ve icmâ nasslarına ve de selefin bu nasslar hakkındaki kavillerine dayanan Ehl-i Sünnet in görüşü - özetle- aşağıda zikredileceği üzeredir. E

9 ÎMÂNIN LÜGAT VE ISTILÂH MÂNÂSI: Îmân kelimesi lügatte: Emniyet ve tasdîk olmak üzere iki mânâya gelir. Emniyet: Güven vermek ve güven içinde olmak demek olup, korkunun zıddıdır. Nitekim âyet-i kerîme de şöyle buyrulmuştur: 106/4) م ن خ و ٤ ٤ ٤ ٤ م و ا م ن ه م ف (سورة قريش: ٤/١٠٦) Allâh onları korkudan emin kıldı. (Kureyş: Tasdîk ise: Doğrulama ve onaylama demek olup, yalanlamanın zıddıdır. Nitekim âyet-i kerîme de şöyle buyrulmuştur:

10 10 ABDULLÂH SAĐD EL-MÜDERRĐS ٧٥ ٧٥ ٧٥ ٧٥ أ ن ي و م ن وا ل ك م أ ف ت ط م ع ون (سورة البقرة: ٧٥/٢) Onların size inanacaklarını mı umuyorsunuz. (Bakara: 2/75) İslâmî ıstılâhta ise: Îmân: Kalb ile tasdîk, dil ile söylemek ve âzâlarla amel etmektir. Artar ve azalır. 1 Buna göre îmân: Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem in Allâh u Teâlâ dan getirdiklerini kalb ile kabul etmek, bunları dil ile söylemek ve gerektirdikleriyle amel etmektir. İbâdetlerle artar. Günâhlarla azalır. 2 1 ا لا مي ان : ت ص د يق ب ال ج ن ان و ق و ل با لل س ان و ع م ل ب ال ج و ار ح ي ز يد و ي ن ق ص. 2 Bak: E-m-n Maddesi, el-müfredat; e-kâmûsu l-muhît; Lisânu l-arab; es-sıhâh; Mucemu Makâyisi l-luğa

11 EHL-İ SÜNNET ÂLİMLERİ ÎMÂNIN TANIMINDA İCMÂ ETMİŞLERDİR: Ehl-i Sünnet âlimleri îmânın kalb ile tasdîk, dil ile ikrâr ve âzâlarla amel etmek olduğunda ve itaatlerle artıp, masiyetlerle azalacağında icmâ etmişlerdir. Nitekim: 1. İmâm Sufyân bin Uyeyne rahîmehullâh şöyle demiştir: Îmân, söz ve ameldir. Bizden öncekilerden onu, söz ve amel olarak aldık. Amel olmadan söz olmaz İmâm Şâfiî rahîmehullâh şöyle demiştir: Sahâbe, tabiin ve onlardan sonra bizim kendileri- 3 Abdullâh bin Ahmed, es-sünne: 1/346; İbn Battâ, el-ibâne: 2/855; el-acurrî, eş-şeria: 2/604.

12 12 ABDULLÂH SAĐD EL-MÜDERRĐS ne yetiştiğimiz kimseler: Îmân: Söz, fiil ve niyettir. Bu üçünden birisi diğeri olmadıkça geçerli değildir diye icmâ ettiler İmâm Ahmed bin Hanbel rahîmehullâh şöyle demiştir: Tabiinden, Müslümanların imâmlarından, selef imâmlarından ve çeşitli ülkelerin fıkıhçılarından doksan kişi Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem in vefat ettiği esnadaki sünnetine göre: Îmân: Söz ve fiildir. İtaatle artar, masiyetle eksilir diye icmâ ettiler İmâm İbn Abdilberr rahîmehullâh şöyle demiştir: Fıkıhçılar ve hadîsçiler îmânın söz ve 4 el-lalekâî, Şerhu Usuli İtikadi Ehli s-sünne: 5/956; İbn Teymiyye, Mecmûu l-fetâvâ: 7/ İbn Receb, Tabakatu l-hanabile: 1/130.

13 ÎMÂNIN TANIMI 13 amel olduğu üzerinde icmâ ettiler. Niyetsiz amel olmaz. Onlara göre îmân itaatle artar, masiyetle azalır. Onların nazarında bütün itaatler îmândır İmâm Buhârî rahîmehullâh şöyle demiştir: Çeşitli ülkelerden binden fazla âlimle karşılaştım. Hiç kimsenin îmânın söz ve fiil olduğunda, artıp eksilebileceğinde ihtilaf ettiğini görmedim İmâm el-acurrî rahîmehullâh şöyle demiştir: Allâh size ve bize merhamet etsin. Biliniz ki Müslüman âlimlerin üzerinde icmâ ettikleri esasa göre îmân, bütün insânlara farzdır. O da, kalb ile tasdîk, dil ile ikrâr ve âzâlarla amel etmektir. 6 İbn Abdilber, et-temhîd: 9/ İbn Hacer, Fethu l-bârî: 1/47; Alûsî, Rûhu l-meânî: 5/156.

14 14 ABDULLÂH SAĐD EL-MÜDERRĐS Ve yine biliniz ki beraberinde dilin söylemesi olmadıkça sadece kalb ile bilmek ve tasdîk etmek yeterli değildir. Âzâlarla amel etmek olmadıkça da kalb ile bilmek ve lisân ile söylemek yeterli değildir. Bu üç haslet bir kimsede eksiksiz bulunduğu zaman mü min olur. Kur ân, Sünnet ve Müslüman âlimlerin görüşleri buna delâlet eder İmâm el-beğavî rahîmehullâh şöyle demiştir: Sahâbeler, tabiinler ve onlardan sonra gelen sünnet âlimleri amellerin îmândan bir cüz olduğu konusunda görüş birliği içindedirler Onlar dediler ki: Îmân söz, amel ve akidedir İmâm İbn Battâ rahîmehullâh şöyle demiş- 8 Acurrî, eş-şeria: 2/ el-beğavî, Şerhu s-sünne: 1/38.

15 ÎMÂNIN TANIMI 15 tir: Allâh size rahmet etsin, bilin ki! Allâh u Teâlâ kalblerin kendisini tanımasını ve kendisini, rasûllerini, kitâblarını ve sünnetin getirdiği her şeyi tasdîk etmesini, dillerin bunu söylemesini ve söz olarak bunu ikrâr etmesini, bedenlerin ve âzâların emrettiği her şeyi yapmasını farz kıldı. Amelleri farz kıldı. Bunlardan herhangi birisi diğerleri olmadıkça geçerli değildir. Kul bunların hepsini kendisinde bulundurmadıkça mü min olamaz. Ta ki kalbiyle inanmış, dili ile ikrâr etmiş ve âzâları ile amel etmiş olsun. Bununla beraber yine de mü min olamaz. Ancak bütün söylediklerinde ve yaptıklarında sünnete uygun olduğu, bütün sözlerinde ve amellerinde Kitâb ve ilme uyduğu zaman mü min olur. Size açıkladığım her şey Kur ân da ve Sünnet te

16 16 ABDULLÂH SAĐD EL-MÜDERRĐS geçmektedir ve ümmetin âlimleri bunun üzerinde icmâ etmiştir İmâm Ebû Ubeyd Kâsım bin Sellâm rahîmehullâh şöyle demiştir: Allâh Teâlâ îmânın ancak şartlarına uygun bir amelle gerçek bir îmân olacağını belirlemiştir. Amel olmaksızın sadece sözle îmân iddiasında bulunanı gerçek mü min olarak kabul eden kimse Allâh ın Kitâbı na ve Sünnet e inatla karşı çıkıyor demektir. Allâh u Teâlâ nın insânları sözün fiille tasdîk edilip edilmediğiyle imtihan ettiğini ve amel olmaksızın sadece sözden razı olmadığını görmedin mi? Böylece birini diğerinin bir parçası kılmış olmadı mı? Allâh ın Kitâbı ndan, Rasûlü nün Sünneti nden ve ondan son- 10 İbn Battâ, el-ibâne: 2/778.

17 ÎMÂNIN TANIMI 17 raki selefin metodundan sonra artık başka hangi şeye uyulur? Ki örnek alınacak ve güvenilecek kimseler onlardır. Şu kitâbımızda naklettiğimiz şeylerden âlimlerimizin belirlediği bize göre sünnete uygun olan hüküm şudur: Niyet, söz ve amelin hepsi birden îmândır İmâm İbn Receb rahîmehullâh şöyle demiştir: Âlimlerin çoğunluğu şunu söylemişlerdir. Îmân söz ve ameldir. Bu selefin tamamının ve hadîs âlimlerinin icmâsıdır. Şâfiî bu konuda sahâbenin ve tabiinin icmâ ettiklerini belirtmiştir. Ebû Sevr de bunun üzerinde icmâ olduğunu ifâde etti. Evzâî dedi ki: Seleften bu dünyadan geçip gidenler îmân ile amel arasında ayırım yapmazlardı. Bunu birden 11 Kâsım bin Sellâm, Kitâbu l-îmân:

18 18 ABDULLÂH SAĐD EL-MÜDERRĐS fazla selef âlimi Ehl-i Sünnet ve l-cemaat ten naklettiler. Fudayl bin Iyâd ve Veki el-cerrah da bunu Ehl-i Sünnet ve l-cemaat ten nakledenlerdendir. Îmân söz ve ameldir diyenlere gelince bunlardan bazıları şunlardır: Hasen el-basri, Said bin Cubeyr, Ömer bin Abdulaziz, Ata, Tavus, Mücâhid, Şâbî, Nehâî ve Zührî. Bu, Sevrî, Evzâî, İbn Mübarek, Mâlik, Şâfiî, Ahmed, İshâk, Ebû Ubeyd, Ebû Sevr ve diğerlerinin de görüşüdür Îmânın artması ve eksilmesi, âlimlerin cumhurunun görüşüdür. 12 E 12 İbn Receb, Câmiu l-ulûm: 1/104.

19 KALB İLE TASDİK ETMENİN DELÎLLERİ: Îmânın sahîh olabilmesi için kalb ile tasdîk edilmesinin gerekli olduğunu beyân eden birçok delîl vardır. Onlardan bazıları şöyledir: ي د خ ل ٱلا يم ن ف ى ق ل وب ك م ١٤ ١٤ ١٤ ١٤ (سورة الحجرات و ل م ا (١٤/٤٩: Allâh Subhânehu ve Teâlâ, şöyle buyurmaktadır: Îmân henüz kalblerinize girmedi (yerleşmedi). (Hucurât: 49/14) Bu âyet-i kerîme kalb ile tasdîk etmeden îmân iddiasının geçerli olmayacağının ve îmânın ancak kalben tasdîk ile sahîh olacağının en açık delîllerindendir. Zîrâ âyette menfaat peşinde koşarak

20 20 ABDULLÂH SAĐD EL-MÜDERRĐS münafıklık yapan bazı bedevîlere Îmân henüz kalblerinize girmedi buyrularak kalben yakînî olarak îmân etmedikçe mü minlerden olamayacakları bildirilmektedir. Nitekim âyetin baş tarafında şöyle buyrulmaktadır: الا ع ر اب ا م ن ا ق ل ل م ت و م ن وا و ل ك ن ق ول وا ق ال ت ا س ل م ن ا و ل م ا ي د خ ل الا يم ان ف ى ق ل وب ك م م ١٤ ١٤ ١٤ ١٤ (سورة الحجرات: ١٤/٤٩) Bedevîler, dedi ki: İman ettik. De ki: Siz îmân etmediniz; ancak İslâm (teslim) olduk deyin. (Zîrâ) Îmân henüz kalblerinize girmedi. Allâh Subhânehu ve Teâlâ, başka bir âyet-i kerîme de şöyle buyurmaktadır:

21 ÎMÂNIN TANIMI 21 ي ا ي ه ا ٱلر س ول لا ي ح ز نك ٱل ذ ين ي س ر ع ون ف ى و ل م ت و م ن م ن ٱل ذ ين ق ال و ا ء ام ن ا ب ب ا ف و اه ه م ٱل ك ف ر و م ن ٱل ذ ين ه اد وا ٤١ ٤١ ٤١ ٤١ ق ل وب ه م (سورة الماي دة: ٤١/٥) Ey Rasûl! Kalbleri inanmadıkları halde ağızlarıyla inandık diyenlerle Yahudilerden küfür içinde çaba harcayanlar seni üzmesin. (Maide: 5/41) Bu âyet-i kerîme de bir önceki âyet-i kerîme gibi îmânın sıhhati için kalb ile tasdîk etmenin şart olduğunun en büyük delîllerindendir. Âyette kalben inanmadıkça dil ile söylemenin kişiye fayda vermeyeceği beyân olunmaktadır. Zîrâ âyetin sonunda İnanmadıkları halde ağızlarıyla

22 22 ABDULLÂH SAĐD EL-MÜDERRĐS inandık diyenlerle Yahudilerden küfür içinde çaba harcayanlar hakkında şöyle buyrulmaktadır: ل ه م ف ى الد ن ي ا خ ز ى و ل ه م ف ى الا خ ر ة ع ذ اب ب ع ظ يم ٤١ ٤١ ٤١ ٤١ (سورة الماي دة: ٤١/٥) Onlara dünyada bir rüsvaylık (en aşağılayıcı bir zillet), ahirette ise yine onlara büyük bir azâb vardır. Îmânın sahîh olabilmesi için kalb ile tasdîk edilmesinin gerekli olduğunu ifâde eden birçok hadîsi şerîf vardır. Onlardan bazıları şöyledir: ع ن أ يب س ع يد الخ د ر ي ر ضي الله ع ن ه ع ن الن ب ي

23 ÎMÂNIN TANIMI 23 ص لى الله ع ل ي ه و س ل م ق ال : ي د خ ل أ ه ل ال ج ن ة ال ج ن ة و أ ه ل الن ار الن ار ث م ي ق ول الله ت ع الى : أ خ ر ج وا م ن ك ان في ق ل ب ه م ث ق ال ح ب ة م ن خ ر د ل م ن إ مي ان [(حديث صحيح :) رواه البخارى (٢٢) ومسلم (١٤٦) ] Ebû Said el-hudrî radıyallâhu anh dan rivâyet edildiğine ine göre, Nebî sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdular: Cennetlikler cennete, cehennemlikler de cehenneme girdikten sonra Allâh Subhânehu ve Teâlâ: Kalbinde hardal danesi ağırlı a rlığınca ınca îmânı olanı (cehennemden) çıkarın! buyurur. [(SAHÎH HADÎS): Buhârî (22); Müslim (146) ] Bu hadîs-i şerîf, kalb ile tasdîk etmeden îmânın sahîh olmayacağını ve kurtuluşun ancak kalbte bulunan tevhîdî bir îmân ile mümkün olacağını

24 24 ABDULLÂH SAĐD EL-MÜDERRĐS açık olarak bildirmektedir. Nitekim hadîste: Ka Kal- Ka Kalbinde hardal danesi ağırlı a ırlığınca ınca îmânı olanı (cehennemden) çıkarın! buyrulmuştur. ع ن أ ن س ب ن م ال ك ر ضي الله ع ن ه ق ال : ق ال الن ب ي ص لى الله ع ل ي ه و س ل م : م ا م ن أ ح د ي ش ه د أ ن لا إ ل ه إ لا الله و أ ن م ح مد ا ر س ول الله ص د ق ا م ن ق ل ب ه إ لا ح رم ه الله ع لى الن ار [(حديث صحيح :) رواه البخارى (١٢٨) ومسلم (٣٢) ] Enes bin Mâlik radıyallâhu anh dan rivâyet edildiğine ine göre, Nebî sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdular: (Allâh Azze ve Celle) Lâ ilâhe illallâh Muhammeden Rasûlullâh a samimi bir kalble şahitlik eden herkese cehennem ateşini haram kılar. [(SAHÎH HADÎS): Buhârî (128); Müslim (32) ]

25 ÎMÂNIN TANIMI 25 Kalbten yakînî olarak şehâdet edilen kelime-i tevhid in, cehennem ateşinde ebedî olarak kalmaya mânî olacağı ifâde edilen bu hadîs-i şerîf, bir önceki hadîste zikredilenleri takviye ederek kalb ile tasdîk etmedikçe îmân iddiasının geçerli olmayacağı hakkında açık bir nassdır. İmâm İbn Kayyim rahîmehullâh kalbin tasdîki hakkında şöyle demiştir: Îmânın hakikati söz ve fiilden oluşur. Söz iki kısımdır: Kalbin sözü ki bu itikattır (kalbin inanması, bağlanmasıdır), dilin sözü ise İslâm kelimesini konuşmaktır (kelime-i tevhîd i söylemektir). Fiil de iki kısımdır: Kalbin fiili ki bu niyet ve ihlâstır. İkincisi organların fiilidir. Bu dördü bulunmadığı zaman îmân kemâliyle bulunmaz. Kalbin tasdîki bulunmadığı zaman kalan

26 26 ABDULLÂH SAĐD EL-MÜDERRĐS kısımların faydası olmaz. 13 E 13 İbn Kayyim Kitâbu s-salât: 56.

27 DİL İLE İKRAR ETMENİN DELÎLLERİ: Îmânın sahîh olabilmesi için -şer î özürler haricinde- dil ile ikrâr edilmesinin gerekli olduğunu beyân eden birçok delîl vardır. Onlardan bazıları şöyledir: Allâh Subhânehu ve Teâlâ, şöyle buyurmaktadır: ١٣٦ (سورة البقرة: ۲/۱۳٦) ن ا ء ام ن ا ب ٱ و م ا أ نز ل إ ل ي ق ول و ا Deyin ki: Biz Allâh a ve bize indirilene inandık. (Bakara: 2/136) Allâh u Teâlâ, bu âyet-i kerîmesinde îmân esasları kalben tasdîk edildikten sonra, bunların

28 28 ABDULLÂH SAĐD EL-MÜDERRĐS dil ile de ikrâr edilmesini emretmiştir. Bu da dil ikrâr etmenin farz olduğuna açık olarak delâlet eder. Bu sebeble -ikrah hali müstesna- dili ile îmânını ikrâr etmeyen bir kimsenin îmânı sahîh değildir. Nitekim İmâm Ebû Hanîfe rahîmehullâh şöyle demiştir: Bir kimse Allâh ı tanır, O nun tasdîk eder ve imkânına rağmen dili ile ikrâr etmeden ölürse küfür üzere ölmüştür. 14 Allâh Subhânehu ve Teâlâ, diğer bir âyet-i kerîmesinde şöyle buyurmaktadır: ا ن ال ذ ين ق ال وا ر ب ن ا ا ث م اس ت ق ام وا ف لا خ و ف ف ٤٦ ٤٦ ٤٦ ٤٦ (سورة الا حقاف: ١٣/٤٦) و لا ه م ي ح ز ن ون ن ن ع ل ي ه م 14 el-usûlu l-munife li l İmâm Ebî Hanife: 120.

29 ÎMÂNIN TANIMI 29 Şüphesiz: Bizim Rabbimiz Allâh tır deyip sonra doğru bir istikâmet tutturanlar (yok mu); artık onlar için korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır. (Ahkâf: 46/13) Allâh u Teâlâ, bu âyet-i kerîmesinde ise tevhîdi dil ikrâr ederek bunun gereklerini istikâmet üzere yerine getirenlerin mahzun olmayacaklarını beyân etmektedir. Ancak ilk olarak zikrettiği şey, îmânın dil ile ikrâr edilmesidir. Bu da ikrârın amelden önce olduğuna açık olarak delâlet etmektedir. Îmânın sahîh olabilmesi için -şer î özürler haricinde- dil ile ikrâr edilmesinin gerekli olduğunu ifâde eden birçok hadîsi şerîf vardır. Onlardan bazıları şöyledir:

30 30 ABDULLÂH SAĐD EL-MÜDERRĐS ع ن ط ار ق ب ن ع ب د الله ال م ح ار يب ر ضي الله ع ن ه ق ال : ق ال الن ب ي ص لى الله ع ل ي ه و س ل م : ي ا أ ي ه ا الن اس ق ول وا: لا إ ل ه إ لا الله ت ف ل ح وا [(حديث صحيح :) رواه أحمد (١٦٦٠٣) وابن خزمية (١٥٩) ] Târık bin Abdullâh el-muhârî radıyallâhu anh dan rivâyet edildiğine ine göre, Nebî sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdular: Ey Đnsanlar! lâ ilâhe illallâh/allâh tan başka -ibâdete layık hak- ilâh yoktur tur deyin kurtuluşa erin. [(SAHÎH HADÎS): Ahmed (16603); İbn Huzeyme (159) ] Hadîs-i şerîfte lâ ilâhe illallâh kelime-i tevhîdini ikrâr edenlerin kurtulacağı; ikrâr etmeyenlerin ise dünyâ ve âhiret kurtuluşa eremeyeceği bildirilmektedir. Bu da dil ikrâr

31 ÎMÂNIN TANIMI 31 olmadan îmânın sahîh olmayacağı gerçeğine şüphe bırakmayacak bir şekilde delâlet etmektedir. ع ن أ ن س ب ن م ال ك ر ضي الله ع ن ه ق ال : ق ال الن ب ي ص لى الله ع ل ي ه و س ل م : أ م ر ت أ ن أ ق ات ل الن اس ح ت ى ي ق ول وا لا إ ل ه إ لا الله ف م ن ق ال : لا إ ل ه إ لا الله ف ق د ع ص م م ن ي ن ف س ه و م ال ه إ لا ب ح قه و ح س اب ه ع لى الله [(حديث صحيح :) رواه البخارى (٦٩٢٤) ومسلم (٢٠) ] Enes bin Mâlik radıyallâhu anh dan rivâyet edildiğine ine göre, Nebî sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdular: Đnsânlar lâ ilâhe illallâh/allâh tan başka -ibâdete layık hak- ilâh yoktur deyinceye kadar onlarla savaşmakla emrolundum. Kim

32 32 ABDULLÂH SAĐD EL-MÜDERRĐS Allâh tan başka ilâh yoktur derse meşru bir gerekçesi dışında ında canını ve malını benden korumuş olur. Onun hesabı -bundan sonra- Allâh a aittir. [(SAHÎH HADÎS): Buhârî (6924); Müslim (20) ] Bu hadîs-i şerifin, lâ ilâhe illallâh kelime-i tevhîdinin yani îmânın dil ikrâr edilmesinin gereğine delâlet etmekte olduğu açıktır. Îmânlarını dil ile ikrâr etmeyen kimselerin savaş ehlinden sayılmaları ise dil ile ikrâr etmenin îmânın sıhhat (geçerlilik) şartı olması dolayısıyladır. İmâm İbn Battâ rahîmehullâh, îmânının sıhhat şartlarını kalb ile tasdîk, dil ile ikrâr ve azarla amel olarak belirterek şöyle demiştir: Bilin ki! Allâh u Teâlâ kalbe Allâh ı tanımasını, Allâh ı, rasûllerini,

33 ÎMÂNIN TANIMI 33 kitâblarını ve sünnetin getirdiği her şeyi tasdîk etmesini; dillere bunu söylemelerini ve bunu sözlü olarak ikrâr etmelerini; bedenlere ve âzâlarla ise emrettiği her şeyi yapmalarını farz kılmıştır. Bunlardan herhangi birisi diğerleri bulunmadıkça geçerli değildir. Kul bunların hepsini birlikte yapmadıkça mü min olmaz. Yani hem kalbiyle inanmalı, hem diliyle ikrâr etmeli, hem de organlarıyla amel etmelidir. Sonra söylediği ve yaptığı her şey Sünnet e uygun olmadıkça, bütün sözlerinde ve amellerinde Kitâb a ve ilme tabi olmadıkça yine mü min olmaz. Size açıkladığım şeylerin hepsi Kur ân da zikredilmiştir; Sünnet te geçmektedir ve ümmetin âlimleri de bunlar

34 34 ABDULLÂH SAĐD EL-MÜDERRĐS üzerinde icmâ etmişlerdir 15 E 15 İbn Battâ, el-ibâne: 2/761.

35 AZARLARLA AMEL ETMENİN DELÎLLERİ: Îmânın sahîh olabilmesi için -şer î özürler haricinde- îmânın gerektirdikleriyle amel edilmesinin gerekli olduğunu beyân eden birçok delîl vardır. Onlardan bazıları şöyledir: Allâh Subhânehu ve Teâlâ, şöyle buyurmaktadır: ١٤٣ (سورة البقرة: ۲/١٤٣) ل ي ض يع ا يم ان ك م م و م ا ك ان ا Allâh sizin îmânlarınızı asla zayi etmez. (Bakara: 2/143) Bu âyet-i kerîmedeki îmândan maksadın namaz olduğu hususunda icmâ edilmiştir. Allâh

36 36 ABDULLÂH SAĐD EL-MÜDERRĐS Azze ve Celle âyet-i kerîmesinde namaz amelini îmân olarak isimlendirerek îmândan saymıştır. Nitekim İmâm Kurtubî rahîmehullâh şöyle demiştir: Âlimler bu âyetin, Beyt-i Makdis e doğru namaz kılıp da ölen kimsenin hakkında inmiş olduğu hususu üzerinde ittifak etmişlerdir Görüldüğü gibi burada niyet, söz ve ameli kapsadığından dolayı namaza îmân adı verilmektedir. İmâm Mâlik rahîmehullâh şöyle demiştir: Ben bu âyet-i kerîme vesilesiyle (amelleri îmândan saymayan sapık) Mürcie nin: Namaz îmândan değildir şeklindeki sözlerini hatırlıyorum (da böyle

37 ÎMÂNIN TANIMI 37 bir sözü nasıl söylediklerine şaşıyorum). 16 İmâm Şâfiî rahîmehullâh şöyle demiştir: Îmân; söz amel ve kalble itikattır. Görmez misin ki Allâh u Teâlâ şöyle buyuruyor: Allâh sizin îmânlarınızı asla zayi etmez. Yani Mescidi Aksa ya doğru kıldığınız namazları zayi etmeyecektir demektir. Allâh Tebâreke ve Teâlâ, bu âyette namazı, îmân olarak isimlendirmiştir. Namaz da söz amel ve itikattır. 17 Allâh Subhânehu ve Teâlâ, şöyle buyurmaktadır: ال ب ر ا ن ت و ل وا و ج وه ك م ق ب ل ال م ش ر ر ق ق س ل ي 16 Kurtubî, el-câmiu li Ahkâmi l-kur ân: 2/ İbn Abdilber, el-intika: 81.

38 38 ABDULLÂH SAĐD EL-MÜDERRĐS و ال م غ ر ب و ل ك ن ال ب ر م ن ا م ن ب ا و ال ي و م الا خ خ ر ر ر ه ى ح ب و ال م ل ي ك ة و ال ك ت اب و الن ب ي ن و ا ت ى ال م ال ع ل ت ام ى و ال م س اك ين و اب ن الس ب يل ل ذ و ى ال ق ر ب ى و ال ي ق اب و ا ق ام الص ل وة و ا ت ى الز ك وة و الس اي ل ين و ف ى الر و ال م وف ون ب ع ه د ه م ا ذ ا ع اه د وا و الص اب ر ين ف ى ا ول ي ك ال ذ ين ص د ق وا و الض ر اء و ح ين ال ب ا س س ال ب ا س اء ١٧٧ و ا ول ي ك ه م ال م ت ق ون (سورة البقرة: ۱۷۷/۲) İyilik, yüzlerinizi doğu ve batı taraflarına çevirmeniz(den ibaret) değildir. Asıl iyilik, Allâh a, ahiret gününe, meleklere, kitâb ve nebîlere îmân edenlerin; mala olan sevgilerine rağmen, onu

39 ÎMÂNIN TANIMI 39 yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışa, (ihtiyacından dolayı) isteyene ve (özgürlükleri için) kölelere verenlerin; namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren, antlaşma yaptıklarında sözlerini yerine getirenlerin ve zorda, hastalıkta ve savaşın kızıştığı zamanlarda (direnip) sabredenlerin tutum ve davranışlarıdır. İşte bunlar, doğru olanlardır. İşte bunlar, Allâh a karşı gelmekten sakınanların ta kendileridir. (Bakara: 2/177) İmâm el-evzâî rahîmehullâh şöyle demiştir: Îmân ancak söz ile istikâmet bulur (:doğrulanır). Îmân ve söz ancak amel ile istikâmet bulur. Îmân, söz ve amel ise ancak Sünnet e uygun niyetle istikâmet bulur. Seleften geçip gitmiş olanlar ameli îmândan, îmânı amelden ayırmıyorlardı. Îmân şu

40 40 ABDULLÂH SAĐD EL-MÜDERRĐS dinlerin kendi isimlerini kapsadığı gibi kapsayıcı bir isimdir ve amelin onu tasdîk etmesini de kapsar. Her kim ki dili ile îmân eder, kalbi ile tanır, ameli ile de bunu doğrularsa işte bu kopmayan bir kulptur. Her kim de dili ile söyler, kalbi ile tanımaz, ameliyle onu doğrulamazsa, onun îmânı kabul edilmez ve ahirette kaybedenlerden olur. 18 İmâm Süfyân es-sevrî rahîmehullâh ise şöyle demiştir: Îmân söz, amel ve niyettir; artar eksilir. İtaatle artar, masiyetle eksilir. Amelle birlikte olmadıkça sadece söylemek câiz değildir. Niyetle beraber olamadıkça sadece söz ve amel câiz değildir. Sünnete uygun olmadıkça sadece söz, 18 el-lalekâî, a.g.e: 5/956; İbn Battâ, el-ibâne: 2/807.

41 ÎMÂNIN TANIMI 41 amel ve niyet de câiz değildir. 19 Îmânın sahîh olabilmesi için -şer î özürler haricinde- îmânın gerektirdikleriyle amel edilmesinin gerekli olduğunu beyân eden birçok hadîs-i şerîf vardır. Onlardan bazıları şöyledir: ع ن اب ن ع ب اس ر ضي الله ع ن ه ق ال : إ ن و ف د ع ب د ال ق ي س ل ام ق د م وا ع لى ر س ول الله ص لى الله ع ل ي ه و س ل م أ م ر ه م ب الا مي ان ب ا هلل ق ال : أ ت د ر ون م ا الا مي ان ب ا هلل ق ال وا: الله و ر س ول ه أ ع ل م ق ال : ش ه اد ة أ ن لا إ ل ه إ لا الله و أ ن م ح مد ا ر س ول الله و إ ق ام ال صلا ة و إ يت اء ال زك اة و ص و م ر م ض ان و أ ن ت ع ط وا ال خ م س م ن ال م غ ن م [(حديث صحيح :) رواه 19 el-lalekâî, a.g.e: 1/170; İbn Battâ, el-ibâne, 6/32; İbn Teymiyye, Mecmûu l-fetâvâ: 7/296.

42 42 ABDULLÂH SAĐD EL-MÜDERRĐS البخارى (٨٧) وأبو داود (٤٦٧٧) ] Đbn Abbas radıyallâhu anh dan rivâyet edildiğine ine göre: : Beni Abdulkays heyeti Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem e gelince Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem onlara (önce) Allâh a îmân etmeyi emretti ve onlara: Allâh'a îmân nedir biliyor musunuz? Dedi. Onlar Allâh ve Rasûlü daha iyi bilir dediler. Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem (Yalnızca Allâh a îmân etmek:) Allâh tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed in Allâh ın rasulü olduğuna una şahi ahitlik etmek, namaz kılmak, zekât vermek, Ramazan orucunu tutmak ve ganimetin beşte birini (Đslam devlet hazinesine) vermeniz demektir buyurdu. buyurdu. [(SAHÎH HADÎS): Buhârî (87); Ebû Dâvud (4677) ]

43 ÎMÂNIN TANIMI 43 Bu hadîsi şerîf, amellerin îmâna dâhil olması hakkında en açık olan hadîslerden biridir. Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem kendisine dini öğrenmek için gelen heyete îmânı emretmiş ve Allâh a îmân etmek Allâh tan başka ilâh olmadığına ına ve Muhammed in Allâh ın rasûlü olduğuna una şahitlik etmek, namaz kılmak, k, zekât vermek, Ramazan orucunu tutmak ve ganimetin beşte birini (Đslâm devlet hazinesine) vermektir buyurarak Allâh a îmân için gerekli olan şeyleri bildirmiştir. Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem namaz, oruç, zekât ve ganimetin beşte birini İslam devlet hazinesine vermek gibi amelleri Allâh a îmân olarak öğretmiştir. Hadîsin diğer bir metninde gelen heyete Bunları ezberleyin ve geride

44 44 ABDULLÂH SAĐD EL-MÜDERRĐS kalanlarınıza da bildirin şeklinde buyurarak, ibâdetlerin Allâh a îmân etmek için gerekli olduğunu insânlara bildirmelerini emretmiştir. Eğer ibâdetler îmâna dâhil olup hakikatinden olmasaydı, Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem kendisine dini öğrenmek için gelen bu kimselere ibâdetleri îmân olarak öğretmez ve öğretmelerini de emretmezdi. İmâm İbn Ebi l-izz rahîmehullâh bu hadîs-i şerîfi zikrettikten sonra şöyle demiştir: Amellerin îmânın müsemmasına (kapsamına) dâhil olduğuna bu delîlin üstünde başka hangi delîl olabilir? Bu hadîste îmân ameller olarak tefsîr edilmiş ve tasdîk söz konusu edilmemiştir. Çünkü inkâr ile birlikte bu amellerin bir faydasının

45 ÎMÂNIN TANIMI 45 olmadığı bilinen bir husustur. 20 ع ن أ يب ه ر ي ر ة ر ضي الله ع ن ه ق ال : ق ال الن ب ي ص لى الله ع ل ي ه و س ل م : ا لا مي ان ب ض ع و س ب ع ون أ و ب ض ع و س ت و ن ش ع ب ة ف ا ف ض ل ه ا ق و ل : لا إ ل ه إ لا الله و أ د ن اه ا إ م اط ة الا ذ ى ع ن الط ر يق و ال ح ي اء ش ع ب ة م ن الا مي ان [(حديث صحيح :) رواه مسلم Ebû (٣٧) وأبو داود (٤٦٧٦) ] Hureyre radıyallâhu anh dan rivâyet edildiğine ine göre, Nebî sallallâhu aleyhi i ve sellem şöyle buyurdular: Îmân yetmiş küsur şubedir. En yükseği lâ ilâhe e illallâh sözüdür. En aşağısı a eziyet veren şeyi yoldan kaldırmaktır. Hayâ îmândan bir şubedir. [(SAHÎH HADÎS): Müslim (37), Ebu Dâvud (4676) ] 20 İbn Ebi l-izz, Şerhu l-akîdeti t-tahavîyye: 2/487.

46 46 ABDULLÂH SAĐD EL-MÜDERRĐS Nebî sallallâhu aleyhi ve sellem, bu hadîste îmânın şubelerini ifâde etmiş ve amelleri de bu şubelere dâhil etmiştir. Bu da açık olarak göstermektedir ki, ameller îmânın müsemmasına dâhildir. Nitekim İmâm Beğavî rahîmehullâh bu konudaki ittifaktan bahsederek şöyle demiştir: Sahâbe, tabiin ve onlardan sonra gelen Ehl-i Sünnet âlimleri amellerin îmândan olduğu hususunda... İttifak etmişler ve şöyle demişlerdir: Îmân; söz, amel ve inançtır. İtaatle artar, masiyetle eksilir. Îmânın arttığını bizzat Kur ân söylemiştir. Eksilmesi ise kadınların vasfedildiği hadîste geçmektedir Beğavî, Şerhu s-sunne: 1/38-39.

47 ÎMÂNIN TANIMI 47 ÎMÂNIN ARTIP, EKSİLMESİNİN DELÎLLERİ: Kur ân ve Sünnet te îmânın artıp eksileceğine dair birçok delîller vardır. Nitekim İmâm İbn Ebi l- İzz rahîmehullâh şöyle demiştir: Îmânın artıp eksildiğine dair Kitâb ve Sünnet ten delîller ile seleften gelen rivâyetler gerçekten çoktur 22 Allâh Azze ve Celle şöyle buyurmaktadır: ٣١ ٣١ ٣١ ٣١ (سورة المد ثر: ٧٤/۳۱) ال ذ ين ا م ن وا ا يم ان ا و ي ز د اد Îmân edenlerin îmânını artırsın (Müddessir: 74/31) Alî bin Ebî Tâlib radıyallâhu anh şöyle demiştir: 22 İbn Ebi l-izz, Şerhu l-akîdedi t-tahavîyye: 2/479.

48 48 ABDULLÂH SAĐD EL-MÜDERRĐS Îmân kalbte bir nükte şeklinde ortaya çıkar. Îmân arttıkça bu nükte de artar. 23 İmâm İbn Cerir et-taberî rahîmehullâh ise şöyle demiştir: Îmân, söz ve amel midir, artar ve eksilir mi veya onda artma ve eksilme olmaz mı? Bu konuda söylenecek söze gelince; îmân söz ve ameldir, artar ve eksilir diyenlerin görüşü doğrudur. Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem in ashâbından bir topluluğun bu görüşte olduğu haber verilmiştir. Geçmişte dîn ve fazilet sâhibi kimseler bu görüşü benimsemişlerdir. 24 Allâh Subhânehu ve Teâlâ, başka bir âyet-i kerîme de şöyle buyurmaktadır: 23 İbn Teymiyye, Mecmûu l-fetâvâ: 7/ Taberî, Sarihu s-sünne: 25.

49 ÎMÂNIN TANIMI 49 ذ ك ر ذ ك ر ا و ج ل ت ق ل وب ه م م ا ن م ا ال م و م ن ون ال ذ ين ا ذ ا م ۲ ر ب ه م و ا ذ ا ت ل ي ت ع ل ي ه م ا ي ات ه ز اد ت ه م ا يم ان ا و ع ل ى ي ت و ك ل ون ن ن ٢ ٢ ٢ ٢ (سورة الا نفال :۲/۸) Mü minler o kimselerdir ki, Allâh anıldığı zaman yürekleri ürperir, O nun âyetleri kendilerine okunduğu zaman îmânlarını artırır ve Rablerine tevekkül ederler. (Enfal: 8/2) İmâm İbn Kesîr rahîmehullâh, bu âyet-i tefsîr ederken şöyle demiştir: Buhârî ve diğer imâmlar îmânın artıp eksildiğine ve kalblerdeki îmânın farklılığına bu ve benzeri âyetlerle delîl getirmişlerdir. Hatta Şâfiî, Ahmed ve Ebû Ubeyd gibi birden fazla imâm bu konuda icmâ olduğunu

50 50 ABDULLÂH SAĐD EL-MÜDERRĐS haber vermişlerdir. Nitekim ben bunu -Allâh a hamd olsun- Buhârî ye yaptığım şerhin başında uzun uzun açıkladım (arzu edenler oraya bakabilir). 25 Allâh Subhânehu ve Teâlâ, başka bir âyet-i kerîme de şöyle buyurmaktadır: ل ك م م ج م ع وا ا ل ذ ين ق ال ل ه م الن اس ا ن الن اس ق د د ش و ه م ف ز اد ه م ا يم ان ا و ق ال وا ح س ب ن ا ا و ن ع م ف اخ ١٤٣ ال و ك يل (سورة آل عمران :۱۷۳/۳) Onlar öyle kimselerdir ki halk kendilerine: Düşmanlarınız olan insânlar size karşı ordu 25 İbn Kesir, Tefsîru l-kur âni l-azîm: 4/12.

51 ÎMÂNIN TANIMI 51 hazırladılar, aman onlardan korkun dediklerindediklerinde, bu tehdit onların îmânlarını artırmış ve Allâh bize yeter. O ne güzel vekildir demişlerdir. (Ali İmran: 3/173) İmâm İbn Ebi l-izz rahîmehullâh bu âyeti zikrettikten sonra şöyle demiştir: Bu âyet-i kerîme ile ondan önceki âyet hakkında; buradaki artıştan kasıt, kendisine îmân edilen hususların artışıdır, nasıl denilebilir? İnsânların söyledikleri bir söz olan; Düşmanlarınız olan insânlar size karşı ordu hazırladılar, aman onlardan korkun sözünde teşrî olarak bildirilen bir artış var mıdır? Mü minlerin kalblerine huzur ve sükûnun indirilmesinde teşrî bakımından bir artış var

52 52 ABDULLÂH SAĐD EL-MÜDERRĐS mıdır? 26 Îmânın artıp, eksileceğine delâlet eden hadîs-i şerîflerden bazıları şöyledir: ع ن أ يب س ع يد الخ د ر ي ر ضي الله ع ن ه ع ن الن ب ي ص لى الله ع ل ي ه و س ل م ق ال : ي د خ ل أ ه ل ال ج ن ة ال ج ن ة و أ ه ل الن ار الن ار ث م ي ق ول الله ت ع الى : أ خ ر ج وا م ن ك ان في ق ل ب ه م ث ق ال ح ب ة م ن خ ر د ل م ن إ مي ان [(حديث صحيح :) رواه البخارى (٢٢) ومسلم (١٤٦) ] Ebû Saîd el-hudrî radıyallâhu anh dan rivâyet edildiğine ine göre, Nebî sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdular: Cennetlikler cennete, cehennemlikler de cehenneme girdikten sonra Allâh Subhânehu ve 26 İbn Ebi l-izz, Şerhu l-akîdedi t-tahavîyye: 2/479.

53 ÎMÂNIN TANIMI 53 Teâlâ: Kalbinde hardal danesi ağırlı a ırlığınca ınca îmânı olanı (cehennemden) çıkarın! buyurur. [(SAHÎH HADÎS): Buhârî (22); Müslim (146) ] Bu hadîs-i şerîf îmânın azaldığını beyân eden nassların en açık olanlarındandır. Nitekim hadîste ifâde edildiği üzere îmân azalır; ta ki hardal tanesi kadar kalır... Bu ve benzeri nasslara binâen sahâbelerden Abdullâh bin Abbâs, Ebû Hureyre ve Ebû d-derdâ radıyallâhu anhum şöyle demişlerdir. Îmân artar ve eksilir. 27 Cundub bin Abdillâh el-becelî radıyallâhu anh ise şöyle demiştir: Biz yiğit delikanlılar olarak Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem ile beraber 27 el-lalekâî, a.g.e: 5/1016.

54 54 ABDULLÂH SAĐD EL-MÜDERRĐS bulunuyorduk. Kur ân-ı Kerîm i öğrenmeden önce îmânı öğrendik. Sonra Kur ân-ı Kerîm i öğrendik ve onunla îmânımızı artırdık. 28 ع ن أ يب أ م ام ة ر ضي الله ع ن ه ع ن ر س ول الله ص لى الله ع ل ي ه و س ل م أ ن ه ق ا ل: م ن أ ح ب هلل و أ ب غ ض هلل و أ ع ط ى هلل و م ن ع هلل ف ق د اس ت ك م ل الا مي ان [(حديث صحيح :) رواه أبو داود (٤٦٨١) والطبراين (٧٦١٣) ] Ebû Umâme radıyallâhu anh dan rivâyet edildiğine ine göre, Nebî sallallâhu lallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdular: Kim Allâh için sever, Allâh için buğz eder, Allâh için verir ve Allâh için mânî olursa îmânını tamamlamış olur. (4681); Taberânî (Kebir: 7613) ] olur. [(SAHÎH HADÎS): Ebû Dâvud 28 el-lalekâî, a.g.e: 5/1017; İbn Battâ, el-ibâne: 2/847.

55 ÎMÂNIN TANIMI 55 Hadîs-i şerîfte ifâde edildiği üzere kişi, Allâh için sever, Allâh için buğz eder, Allâh için verir ve Allâh için mânî olursa îmânı artış göstererek tamamlanır; kemâle erer. Bu itibarla diğer ibâdetler de îmânın tamam olmasında ve kemâlata ulaşmada pay sâhibidirler. Nitekim sahâbelerden Umeyr bin Habib el-hutamî radıyallâhu anh şöyle demiştir: Îmân artar ve eksilir. Denildi ki: Onun artması ve eksilmesi nedir? Dedi ki: Allâh ı zikrettiğimiz ve O na hamd ettiğimiz ve tesbih ettiğimiz zaman bu, îmânın artmasıdır. Gaflet ettiğimiz ve unuttuğumuz zaman bu, îmânın azalmasıdır el-lalekâî, a.g.e: 5/1019; İbn Battâ, el-ibâne: 2/845; Acurrî, Kitâbu ş-şeria: 2/583; Hallal, es-sünne: 5/48; İbn Teymiyye,

56 56 ABDULLÂH SAĐD EL-MÜDERRĐS Bilinmelidir ki! Ümmetin sünnet ve cemaat ehehli imâmları, îmânın söz, itikat ve amel olduğunda icmâ ettikleri gibi, artıp eksileceği hususunda da icmâ etmişlerdir. Nitekim İmâm Ebû l-hasan el-eş arî rahîmehullâh, selefin üzerinde icmâ ettiği esaslardan söz ederken şöyle demiştir: Onlar îmânın itaatle arttığı, masiyetle azaldığı konusunda icmâ ettiler. 30 Şeyhu l-islam İbn Teymiyye rahîmehullâh ise şöyle demiştir: Îmân artar eksilir, sözü sahâbelerin sözüdür. Bu söze muhalefet eden herhangi bir sahâbe bilinmemektedir. 31 Mecmûu l-fetâvâ: 7/ Risâletun ila Ehli s-sağr: İbn Teymiyye, Mecmûu l-fetâvâ: 7/224

57 ÎMÂNIN TANIMI 57 Îmânın artıp eksildiğine dair ümmetin imâmlarından birçok rivâyetler naklolunmuştur. Onlardan bazıları şöyledir: 1. Edu Derda radıyallâhu anh, şöyle demiştir: Îmân: Artar eksilir Ebu Hureyre radıyallâhu anh, şöyle demiştir: Îmân: Artar eksilir İmâm Mücâhid rahîmehullâh, şöyle demiştir: Îmân: Artar eksilir İmâm Süfyan İbn Uyeyne rahîmehullâh, 32 el-lalekâî, Şerhu Usulu İ tikad: 5/1015; İbn Battâ, el-ibâne: 2/ el-lalekâî, a.g.e: 5/1016; İbn Battâ, el-ibâne: 2/ el-lalekâî, a.g.e: 5/1023; İbn Battâ, el-ibâne: 2/806.

58 58 ABDULLÂH SAĐD EL-MÜDERRĐS şöyle demiştir: Îmân: Artar eksilir. 35 İmâm a Îmân artar ve eksilir mi? diye sorulduğunda şöyle demiştir: Siz Kur ân-ı Kerîm i okumuyor musunuz? Allâh u Teâlâ, şöyle buyurur: Bu onların îmânlarını artırmıştır. (Ali İmran: 3/173) 36 Birden fazla yerde îmânın arttığına işaret edilir Eksilir mi? diye sorulduğunda ise şöyle demiştir: Eksilmeyen bir şey artmaz İmâm İbn Cüreyc rahîmehullâh, şöyle demiştir: Îmân: Artar eksilir İmâm Süfyân es-sevrî rahîmehullâh, şöyle 35 el-lalekâî, a.g.e: 5/1028; İbn Battâ, el-ibâne: 2/813. ١٤٣ (سورة آل عمران: ۱۷۳/۳) ا يم ان ا ف ز اد ه م İbn Battâ, el-ibâne: 2/850; Acurri, Kitâbu ş-şeria: 2/ el-lâlekâî, Şerhu Usûlu İ tikâdi Ehli s-sunne: 5/1029.

59 ÎMÂNIN TANIMI 59 demiştir: Îmân: Artar eksilir İmâm Mâlik rahîmehullâh, şöyle demiştir: Îmân: Artar ve eksilir İmâm Şâfiî rahîmehullâh, şöyle demiştir: Îmân: Artar eksilir Îmânın (kişiden kişiye göre değişen) halleri, dereceleri ve tabakaları vardır. Bunların bir kısmı tam ve eksiksizdir. Bir kısmı eksiktir ve eksiği apaçık bellidir. Bir kısmı da bu ikisinin ortasında olup, bir tarafı ağır basmaktadır İmâm Ahmed bin Hanbel rahîmehullâh, 39 el-lâlekâî, a.g.e: 1/170; İbn Battâ, el-ibâne: 2/ İbn Abdilberr, el-intika: 34; el-lâlekâî, a.g.e: 5/ Beyhakî, Menakibu ş-şâfiî: 1/387.

60 60 ABDULLÂH SAĐD EL-MÜDERRĐS şöyle demiştir: Îmân: Artar ve eksilir. 42 İmâm a îmânın nasıl eksildiği sorulunca şöyle demiştir: Nasıl artıyorsa öyle eksilir İmâm Eş ârî rahîmehullâh, şöyle demiştir: Îmân: Artar ve eksilir. Bu konuda adalet sâhibi sika (güvenilir) ravilerin yine adaletli ravilerden rivâyet ederek Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem de son bularak sahâbelerin, Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem den naklettikleri rivâyetleri kabul ederiz Abdullâh İbn Ahmed, es-sünne: 1/307; İbn Battâ, el-ibâne: 2/ el-hallal, es-sunne: 3/ el-eş arî el-ibâne an Usuli d-diyâne: 27.

61 İMÂM EBÛ HANÎFE VE ÎMÂNIN TARİFİ: Soru: İmâm Ebû Hanîfe îmânı kalb ile tasdîk, dil ile ikrâr olarak tanımlamıştır. Yukarıdaki nakillerde ise ümmetin imâmlarının îmânı kalb ile tasdîk, dil ile ikrâr ve âzâlarla amel olarak tanımladığı yani amelleri îmânın aslına dâhil ettikleri -hatta bunda icmâ akdettiklerinakledilmektedir. Buradaki ihtilafı nasıl anlamamız gerekmektedir? Cevâb: Öncelikle bilinmesi gerekli olan ilk şey, İmâm Ebû Hanîfe rahîmehullâh ın ümmetin imâmlarından bir imâm, Ehl-i Sünnet in savunucularından bir muhâfız olduğudur Bunun ardından bilinmesi gerekli olan ikinci şey ise: Bir imâmın bir mes ele hakkındaki görüşü

62 62 ABDULLÂH SAĐD EL-MÜDERRĐS öğrenilecekse, o mes ele ile alakalı tüm sözleri toplanır ve bu sözleri kime karşı; ne zaman söylediği, sözüne hangi nakli ve akli delîlleri kullandığı tespit edildikten sonra çıkan sonuca göre: İmâmın o meseledeki görüşü şudur denilebilir. Bundan sonra: İmâm Ebû Hanîfe rahîmehullâh, Fıkhu l- Ekber de: Îmân: Dil ile ikrâr, kalb ile tasdîktir diyerek amelleri îmânın tarifine almamıştır. Ancak Kitâbu l-âlim de Îmân: Tasdîk, marifet, yakin, ikrâr ve İslâm dır 45 diyerek Fıkhu l-ekber de ki mücmel olan tarifini açıklamış, îmânın tarifine İslâm ı yani Allâh ın emir ve yasaklarına tam bir teslimiyet ile boyun eğmeyi zikretmiştir. 45 el-alim ve l-muteallim: 12.

63 ÎMÂNIN TANIMI 63 Zîrâ Fıkhu l-ekber de şöyle demiştir: İslâm; teslim olma ve Allâh u Teâlâ nın emrine boyun eğme mânâsına gelir. 46 Ve yine: İslâm sız îmân ve îmânsız İslâm olmaz. Bu ikisi sırt ve karın gibidir. Dîn ise îmân, İslâm ve şer î hükümlerin hepsine birden verilen isimdir 47 diyerek îmân ve amelin birbirinden ayrılamaz olduğunu, ayırmanın ise dînsizlik anlamına geleceğini açık olarak belirtmiştir. Yine şöyle demiştir: Günâhlar, mü mine zarar vermez demeyiz. Yine günâh işleyen kimse cehenneme girmez de demeyiz. Dünyâ dan mü min olarak ayrılan kimse fâsık olsa da 46 Beyazızâde, el-usulu l-munife li l İmâm Ebî Hanîfe: Beyazızâde, el-usulu l-munife li l İmâm Ebî Hanîfe: 120.

64 64 ABDULLÂH SAĐD EL-MÜDERRĐS cehennemde ebedî kalacaktır demeyiz. Mürcie nin dediği gibi: İyiliklerimiz muhakkak kabul edilmiştir, günâhlarımız da muhakkak affedilmiştir demeyiz. Fakat kim bütün şartlarına uygun ve ifsâd edici kusurlardan arınmış bir iyilik işler ve onu küfür ve dînden dönme gibi şeylerle boşa çıkarmaz ve dünyâdan mü min olarak ayrılırsa şüphesiz Allâh onun amelini zayi etmez, bilakis kabul eder ve ondan dolayı ona sevâb verir deriz. 48 İmâmın bu sözlerinden açık olarak anlaşılacağı üzere o, mürcie ve harici akidelerini tamamen reddetmektedir. Binaenaleyh Ehl-i Sünnet in diğer imâmları ile arasındaki ihtilafın lâfzî olduğu, 48 Beyazızâde, el-usulu l-munife li l İmam Ebî Hanife: 141.

65 ÎMÂNIN TANIMI 65 hakiki bir ihtilaf olmadığı ortaya çıkmaktadır. Nitekim onun îmân hakkındaki görüşlerinin tamamını inceleyen muhakkikler, buradaki ihtilafın hakîki bir ihtilaf olmadığını, bunun lâfzî bir ihtilaf olduğunu beyân etmişlerdir. Çünkü neticede ayrılık doğurmayan ihtilaflar, lâfzî olmaktan öteye geçmezler. İmâm Gazalî, İmâm Zehebî ve Allame Muhammed Enver Şah Keşmirî gibi âlimler bu ayrılığın sadece lafızda kaldığını ve hakikatte bir ayrılık olmadığını söyleyenlerden bazılarıdır. 49 Bu ayrılığın sadece lafızda kaldığını söyleyenlerden birisi de büyük âlim İbn Ebi l-izz 49 Bak: Alûsî, Rûhu l-meânî: 9/1617; Zehebî, Siyer: 5/233; Feyzu l-bâri âlâ Sahîhi l-buhârî: 1/53-54.

66 66 ABDULLÂH SAĐD EL-MÜDERRĐS el-hanefî rahîmehullâh dır. O, şöyle demiştir: Ebû Hanîfe ile Ehl-i Sünnet in geri kalan imâmları arasındaki ihtilaf (anlaşmazlık) şekli (görünüşte kalan hakikate ulaşmayan) bir anlaşmazlıktır. Çünkü uzuvların amellerinin kalbin îmânı için gerekli olması veya îmândan bir cüz (parça) olması, büyük günâh işleyenin îmândan çıkmadığı, aksine Allâh ın meşietinde olduğu, isterse Allâh ın ona azab edeceği, isterse de onu affedeceği konusunda varılan ittifakla beraber lâfzî bir ihtilaf olmakta ve herhangi bir itikad bozukluğunu da gerektirmemektedir (Varılan) İttifaktan sonra şu açıkça ortaya çıkmıştır ki; Ehl-i Sünnet in (bu konudaki) ihtilafı, 50 İbn Ebîl-İzz, Şerhu l-akîdeti t-tahavîyye: 2/462.

67 ÎMÂNIN TANIMI 67 herhangi (bir itikad) bozukluğunu gerektirmeyen lâfzî bir ihtilaftır (anlaşmazlıktır) 51 Îmân, birçok şubesi (dalı) olan bir asıl (kök, öz) olunca, (doğal olarak) bu şubelerden her biri îmân olarak isimlendirilir. Buna göre namaz îmândandır. Yine aynı şekilde zekât, oruç ve hac îmân olduğu gibi hayâ (utanma, arlanma), tevekkül, Allâh tan korkma ve O na dönüp yönelme gibi batıni (kalbi) ameller de îmândandır. Nihâyet bu şubeler geçenlere eziyet veren şeyi yoldan kaldırmaya varır. Çünkü eziyet veren şeyi yoldan kaldırmak îmânın şubelerindendir. Bu şubeler içinde, şehâdet şubesi gibi, ortadan kalkmasıyla îmânın da ortadan kalktığı şubeler bulunduğu gibi, eziyet 51 İbn Ebîl-İzz, Şerhu l-akîdeti t-tahavîyye: 2/463.

68 68 ABDULLÂH SAĐD EL-MÜDERRĐS veren şeyi yoldan kaldırmayı bırakmak gibi ortaortadan kalkmasıyla îmânın ortadan kalkmayacağı şubeler de vardır. Ayrıca bu ikisi arasında da birbirinden farklı çok değişken şubeler vardır. Bu şubelerden bir bölümü şehâdet şubesine yakın, bir bölümü de geçenlere eziyet veren şeyi (yoldan) kaldırma şubesine yakındır. Îmânın şubeleri îmân olduğu gibi küfrün şubeleri de küfürdür. Örneğin Allâh ın indirdiği hükümlerle hükmetmek îmânın şubelerindendir. Allâh ın indirdiği hükümler dışındaki şeylerle hükmetmekse küfürdür. 52 Şeyhu l-islâm İbn Teymiyye rahîmehullâh ise şöyle demiştir: Bilinmesi gereken hususlardan birisi de şudur: Bu konuda Ehl-i Sünnet arasındaki 52 İbn Ebîl-İzz, Şerhu l-akîdeti t-tahavîyye: 2/476.

69 ÎMÂNIN TANIMI 69 anlaşmazlığın büyük çoğunluğu lâfzî bir anlaşmazanlaşmazlıktır. Yoksa îmânın sözden ibaret olduğunu söyleyen ilk kişi olan Hammâd bin Ebî Süleymân ve Kûfe ehlinden ona uyanlar ve başkaları gibi fıkıhçılar arasından îmânın (sadece) söz olduğunu söyleyenler, bütün Ehl-i Sünnet âlimleri ile beraber, günâhkâr kimselerin, yerilmenin ve tehdidin kapsamı altına girdikleri hususu üzerinde müttefiktirler. Onlar, günâhkâr kimselerin îmânı Cibril in îmânı gibi kâmildir, demelerine rağmen şunu da söylerler: Farz olan ameli işlemeksizin haramları da işlemekle birlikte bulunan îmânın sâhibi yerilmeye ve cezâlandırılmaya müstahaktır. Nitekim (Ehl-i Sünnet ve l-)cemaat de böyle söylemiştir. Ayrıca

70 70 ABDULLÂH SAĐD EL-MÜDERRĐS şunu söylerler: Büyük günâh işleyenlerden cehencehenneme girecek olanlar da vardır. Nitekim (Ehli Sünnet ve l-) Cemaat in görüşü de budur. 53 Bir başka yerde ise şöyle söyler: Amellerin îmândan olup olmadığı hususuyla, istisna hususundaki anlaşmazlıkların geneli lâfzî bir anlaşmazlıktır. 54 Sonuç olarak îmânın tarifi konusunda Ehl-i Sünnet arasında hakikatte bir ayrılık yoktur. Ehl-i Sünnet in tamamı îmân ve İslâm ın arasını ayırmamış; ibâdetleri yapmanın, haramlardan kaçınmanın gerekli olduğunu söylemişlerdir. İşlenen günâh küfre varmadığı sürece failini tekfîr etmemişler, mutlak cehennemlik ya da 53 İbn Teymiyye, Mecmûu l-fetâvâ: 7/ İbn Teymiyye, Mecmûu l-fetâvâ: 13/39.

71 ÎMÂNIN TANIMI 71 cennetlik olduğuna hükmetmemişlerdir. Ancak Allâh ın indirdiği kanunların yerine başka kanunlar teşri etmek, bunlarla hükmetmek ve Müslümanlara karşı kâfirlere yardım etmek gibi îmânı bozan bir ameli işleyen kimselerin yaptıkları bu amelle kâfir olacaklarına icmâ ile hükmetmişlerdir. 55 Öyleyse îmânın tarifinde İmâm Ebû Hanîfe ile 55 Bil ki ey Müslüman kardeşim! Tâğûtlar ve belâmlar tarih süreci içinde bugünde olduğu gibi îmânın tarifi mes elesinde mürcie akidesini kendilerine akide edinmişler ve edinmekteler. Bunun sebebi ise işledikleri küfrü gerektiren hallerinden ötürü kâfirliklerini saklamaktır. Çünkü onlar, Allâh ın kanunlarını terk ederek kendileri kanun çıkarmak, bunlarla yönetmek ve Müslümanlara karşı kâfirlerle işbirliği yapmak gibi birçok küfrü gerektiren ameli işlemekte, sonrada amel îmândan değildir; kişinin dilinde inkâr olmadığı sürece işlenen fiiller -küfrî de olsa- kişiyi dînden çıkarmaz demekteler. İşte bu akide aşırı Mürcie akidesi olup, Ehl-i Sünnet e göre bizzat küfürdür. Allâh ım dalâletten sana sığınırız.

72 72 ABDULLÂH SAĐD EL-MÜDERRĐS Ehl-i Sünnet in diğer imâmları arasındaki ihtilaf lafızda kalmaktadır. Zîrâ sonuçta ayrılık getirmeyen ihtilaflar, ıstılâhî olmaktan öteye geçmeyeceklerinden üzerlerinde durarak tartışmayı gerektirmezler. Nitekim İmâm İbn Kayyim rahîmehullâh şöyle demiştir: Istılâhlar, ifsâd (bozukluk) içermediği müddetçe haklarında tartışılmaz. 56 Bununla birlikte cumhur ulema, îmânın tanımında nassların sadece mânâsına değil, lafzına da bağlı kalmışlardır. Bu sebeble îmânın tanımı yapılıyorken amelleri de bu tanıma dâhil etmek gereklidir. Allâh u Teâlâ en iyisini bilendir. 56 İbn Kayyim, Medaricus-Sâlikîn: 3/286.

73 ÎMÂNIN TANIMI E 73

74 HATİME: Anlaşıldığı üzere Ehl-i Sünnet ve l-cemaat, Kitâb ve Sünnet in açık beyânı ile şu sözler üzerinde icmâ etmişlerdir: Îmân: Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem in Allâh u Teâlâ dan getirdiklerini kalb ile tasdîk etmek, dil ile ikrâr etmek ve gerektirdikleriyle amel etmektir. Tâatlerle (ibâdetlerle) artar, masiyetlerle (günâhlarla) azalır. Böylece îmân, Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem in Allâh u Teâlâ dan getirdiği tüm şeyleri kalben tasdîk etmeyi yani kalbin söz ve amelini, dil ile ikrâr etmeyi yani dilin söz ve amelini ve âzâların amelini kuşatmaktadır. Kalbin sözü hakkı tanıyarak onu kabul etmesi

75 ÎMÂNIN TANIMI 75 ve onda şüphe etmemesidir. Kalbin ameli ise kalbin niyet ve kastını Allâh a ait kılması, itaat ve teslimiyet, inâbe (yönelme) ve tevekkül (dayanma), havf (korkma) ve reca (ümit etme), istiane (sığınma) ve istigase (yardım isteme) gibi ibâdetleri sadece Allâh a yapmasıdır. Dilin sözü, îmân için kabul ettiğini söylemesi gerekli olan şeyleri ikrâr ederek bunlara bağlanmasıdır. Dilin ameli ise dil ile yapılan; kelime-i şehâdeti söylemek, Kur ân okumak ve zikretmek gibi ibâdetleri yerine getirmektir. Âzâların ameli, kalbin, dilin ve diğer âzâların emredilenleri yaparak yasaklanan şeylerden kaçınmasıdır.

76 76 ABDULLÂH SAĐD EL-MÜDERRĐS İşte bu üç unsuru yerine getiren kimselerin îmânları sahîh ve kâmil bir îmândır. Bu üç unsurdan ikisini yerine getiren fakat birini dahi - özrü olmadığı halde- yerine getiremeyen bir kimsenin îmânı sahîh bir îmân değildir. Seleften nakledilen şu söz, bunu ne güzel ifâde etmektedir: لا ي ص ح ال ق و ل إ لا ب ع م ل ب ن ي ة و لا ي ص ح ق و ل و ع م ل و ن ي ة إ لا ب ال سن ة. و لا ي ص ح ق و ل و ع م ل إ لا Söz sahîh olmaz, amel olmadıkça; söz ve amel sahîh olmaz, niyet olmadıkça; söz, amel ve niyet sahîh olmaz, sünnete uygun olmadıkça. Îmân, itaatlerle (ibâdetlerle) artar, masiyetlerle (günâhlarla) azalır. İbadetlerden

77 ÎMÂNIN TANIMI 77 bazılarını terk eden veya günâh işleyen bir kimkimsenin Müslüman olması câizdir. Ancak bu, işlenen günâhın mutlak îmânı yani îmânın aslını nakzeden (bozan) bir günâh olmaması şartına bağlıdır. Mutlak îmân, küfrü gerektiren (kişiyi kâfir yapan) günâhlar hariç sâhibinden ayrılmaz. Îmân ile birlikte yapılan günâhların kişiye zarar vermesi yani günâhları sebebiyle cezâlandırılması Allâh u Teâlâ ya kalmıştır. Dilerse azâb eder, dilerse af eder. Kalbinde zerre kadar îmân olan bir kimse ebedî olarak cehennemde kalmayacaktır. <ž ĆÛÿvŁÚ ž ĆÛÿvŁÚ<ŽäŽÏĞ ÿ}< łéÿ} ŽäŽÏĞ ÿ}< łéÿ}<îş ÿâ îş ÿâ<łä Ö] Łä Ö]<î ÿ ÿæ Hÿ ŽÛşÖ^ÿÃĞÖ] ÿ ŽÛşÖ^ÿÃĞÖ]<ñhÿ ñhÿ <Žä Ö Žä Ö<Ł łûÿvğö]ÿæ JÿÜ ÿ ÿæ ÿü ÿ ÿæ<žäžfłvÿ ÿæ ŽäŽfłvÿ ÿæ<žäžöa ŽäŽÖa<îş îş ÿâÿæ

78 78 ABDULLÂH SAĐD EL-MÜDERRĐS Hamd âlemlerin rabbi olan Allâh a mahsustur. Salât ve selâm yaratılmışların en hayırlısı Muhammed sallallâhu aleyhi ve sellem in, âlinin ve ashabının üzerine olsun. Abdullâh Saîd el-müderris 1433 h./2012 m.

79 KAYNAKLAR: Kur ân-ı Kerîm. Abdullâh bin Ahmed, Ebu Abdirahmân Abdullâh bin Ahmed bin Muhammed bin Hanbel eş-şeybânî (v. 290h.), es-sünne, Dâru İbni l- Kayyim, Dammam, Acurrî, Ebû Bekr Muhammed bin el-hüseyn (v. 360h.) Kitâbu ş-şeria, Dâru l-vatan, Riyâd Ahmed bin Hanbel, Ebû Abdillâh Ahmed bin Muhammed bin Hanbel bin Hilal eş-şeybani (v. 241h.), Usulu s-sunne, Dâru l-menar, Suud, Beyazîzade, el-usûlu l-munîfe li l İmâm Ebî Hanîfe, İFAV, İstanbul, Beğavî, Ebû Muhammed el-huseyn bin

80 80 ABDULLÂH SAĐD EL-MÜDERRĐS Mes ud el-ferra (v. 516h.), Şerhu s-sunne, el- Mektebu l-islâmî, Beyrut Buhârî, Ebû Abdillâh Muhammed bin İsmâil bin İbrâhîm (v. 256h.), el-câmiu s-sahîh, Dâru Tûk, Ebû Dâvûd, Süleymân bin el-eş as es-sicistanî el-ezdî (v. 275h.), es-sünen, el-mektebetu l- Asriyye, Beyrut, ts. Ebû l-hasen el-eş arî, Alî bin İsmail el-eş ari (v. 330 h.), el-ibâne an Usûli d-diyâne Dâru l-ensar, Kâhire Ebû l-hasen el-eş arî, Risâletun ila Ehli s-sağir, Suud Firûzâbâdî, Ebû Tâhir Muhammed bin Yakûb

81 ÎMÂNIN TANIMI 81 el- Firûzâbâdî (v. 817h.), el-kâmûsu l-muhît, Mu- Muessetu r-risâle, Beyrut, Cevherî, İsmâil bin Muhammed (v. 393h.), es- Sıhâh Tâcu l-luğa ve Sıhâhu l-arabiyye, Dâru l-ilm li l-melâyin, Beyrut, Hallâl, Ebû Bekr Ahmed bin Muhammed bin Hârûn bin Yezîd (v. 311h.), es-sünne, Dâru r- Râye, Riyad, İbn Abdilberr, Ebû Amr Yusuf bin Abdullah bin Muhammed en-nemeri el-kurtubi (v. 463h.), et- Temhid limâ fi l-muvatta mine l-meani ve l- Esânid, Mağrib, İbn Abdilberr, el-intikâ fî Fedâili s-selâseti l- Eimmeti l-fukahâ, Dâru l-kütübi l-ilmiyye, Beyrut.

82 82 ABDULLÂH SAĐD EL-MÜDERRĐS İbn Battâ, Ebû Abdillâh Ubeydullah bin Muhammed bin Muhammed bin Hamdan el- Ukberi el-hanbelî (v. 387h.), el-ibânetul -Kubrâ, Dâru r-râye, Riyâd, İbn Ebi l İzz el-hanefî, Ebu l-hasen Ali bin Alauddin Ali bin Şemsuddin (v. 792h.), Şerhu Akideti t-tahavî, Muessetu r-risâle, Beyrut, İbn Fâris, Ahmed bin Fâris bin Zekeriyyâ el- Fârisi (v. 395h.), Mucemu Makâyisi l-luğa, Dâru l- Fikr, Beyrut, İbn Hacer, Şihabuddin Ebu l-fadl Ahmed bin Ali el-askalânî (v. 852h.), Fethu l-bârî bi Şerhi Sahihi l-buhârî Dâru l-marife, Beyrut, İbn Kayyim, Şemsuddîn Ebu Abdillâh

83 ÎMÂNIN TANIMI 83 Muhammed bin Ebi Bekr ez-zer i ed-dımaşki (v. 751h.), es-salât, Mektebetu s-sekâfe, Suud. İbn Kayyim, Medâricu s-salikîn, Dâru l-kitâbi l- Arabî, Beyrut, İbn Mâce, Ebû Abdillâh Muhammed bin Yezîd el-kazvînî (v. 275h.), es-sünen, Dâru l-kütübi l- Arabî, Beyrut, ts. İbn Manzûr, Muhammed bin Mükerrem bin Manzûr el-afriki (v. 711h.), Lisânu l-arab, Dâru Sadr, Beyrut, İbn Teymiyye, Takıyyuddîn Ahmed bin Abdulhalim bin Abdusselâm bin Teymiyye el- Harrânî (v.728h.), Mecmûu l-fetâvâ, (Cem - Tertib: Abdurrahmân bin Muhammed bin Kâsım)

84 84 ABDULLÂH SAĐD EL-MÜDERRĐS Dâru l-vefâ, Cidde, İbn Receb, Zeynuddîn Ebu l-ferec Abdurrahmân bin Şihâbuddîn (v. 795h.), Tabakâtu l-hanâbile, Mektebetu l-ubeykân, Riyâd, İbn Receb, Câmiu l-ulûm ve l-hikem, Muessesetu r-risâle, Beyrût, İsfehânî, İbn Kâsım Hüseyin İbn Muhammed el-isfehânî (v. 502h.), el-müfredat fi Garibi l- Kur ân, Dâru l-kalem, Dimeşk, Kasım bin Sellâm bin Abdullâh (v. 224h.), Kitâbu l-îmân, Dâru l-marife, Beyrut, Kurtubî, Ebu Abdillâh Muhammed bin Ahmed bin Ebi Bekr bin Ferh el-ensârî el-hazrecî el-

85 ÎMÂNIN TANIMI 85 Kurtubî (v. 671h.), el-câmiu li Ahkâmi l-kur ân, Daru l-kutubi l-mısriyye, Kahire, Lâlekâî, Ebu l-kâsım Hibetullâh bin el-hasen bin Mansûr et-taberî (v. 418h.), Şerhu Usûli İ tikâdi Ehli s-sünneti ve l-cemâa, Dâru Tayyibe, Riyâd, Müslim, Ebû l-hüseyn Müslim bin Haccac el- Kuşeyrî en-nisâbûrî (v. 261h.), Sahîhu Müslim, Dâru İhyai t-turâsi l-arabî, Beyrut, ts. Nevevî, Ebû Zekeriyyâ Yahya bin Şeref (v. 676h.), el-minhâc fi Şerhi Sahîhi Müslim, Dâru İhyâi t-turâsi l-arabî, Beyrut, Taberî, Ebû Ca fer Muhammed bin Cerir et- Taberî (v. 310h.), Sarihu s-sunne, Dâru l-hulefâ,

86 86 ABDULLÂH SAĐD EL-MÜDERRĐS Kuveyt, Tirmizî, Ebû Îsâ Muhammed bin Îsâ bin Sevre (v. 279h.), el-câmiu s-sahîh, Dâru l-garb, Beyrut, 1419.

87 İÇİNDEKİLER MUKADDİME:... 7 ÎMÂNIN LÜGAT VE ISTILÂH MÂNÂSI:... 9 EHL-İ SÜNNET ÂLİMLERİ ÎMÂNIN TANIMINDA İCMÂ ETMİŞLERDİR: KALB İLE TASDİK ETMENİN DELÎLLERİ:...19 DİL İLE İKRAR ETMENİN DELÎLLERİ: AZARLARLA AMEL ETMENİN DELÎLLERİ: ÎMÂNIN ARTIP, EKSİLMESİNİN DELÎLLERİ: İMÂM EBÛ HANÎFE VE ÎMÂNIN TARİFİ:...61 HATİME: KAYNAKLAR: İÇİNDEKİLER:... 88

88 88 ABDULLÂH SAĐD EL-MÜDERRĐS Bilinmelidir ki! Îmânın tanımı çok İÇİNDEKİLER: önemli ve pek büyük bir mes eledir. Zîrâ bu mes ele, îmân ve küfür ayrımının temeli olup, Ehl-i Sünnet ile Ehl-i Bid ât ı birbirinden ayıran bir esastır. Bu sebeble îmânın tanımı hakkında yapılacak olan bir hatâ, diğer mes elelerde yapılacak hatâlardan çok daha vahim sonuçlar doğuracaktır. Nitekim ümmete en çok zararı dokunan Mürcie tâifesinin ayağının kaymasının sebebi, îmânın tanımı hakkında yaptıkları hatâdan kaynaklanmaktadır. Böylece îmânın tanımı hakkında Ehl-i Sünnet in görüşünün önemi ortaya çıkmaktadır.

Ekkitinol Ajamiya. Fulfulde windaande bee karfeeje Arabiya

Ekkitinol Ajamiya. Fulfulde windaande bee karfeeje Arabiya Ekkitinol Ajamiya ڢ ل ڢ ل د و ن د اند ب ى ک ر ڢ ىج ع ر ب ي Fulfulde windaande bee karfeeje Arabiya Un cours conçu par Ronald Nelson Édition revue et corrigée par Abdu-Iisa, Atouva Daniel, Alhaji Yakubu

Részletesebben

Nő az iszlámban. Aisha Lemu és Fatima Heeren. Forditotta: EUROPEAN ISLAMIC RESEARCH CENTER (EIRC) & Julia Gabriel Elenőrizte: Gharabli Gabriella

Nő az iszlámban. Aisha Lemu és Fatima Heeren. Forditotta: EUROPEAN ISLAMIC RESEARCH CENTER (EIRC) & Julia Gabriel Elenőrizte: Gharabli Gabriella 1437 Nő az iszlámban [ جمري Hungarian ] Magyar Aisha Lemu és Fatima Heeren Forditotta: EUROPEAN ISLAMIC RESEARCH CENTER (EIRC) & Julia Gabriel Elenőrizte: Gharabli Gabriella 1 املرأة يف اإلسالم اعئشة يلمو

Részletesebben

Kalkülüs I. Limit ve Süreklilik

Kalkülüs I. Limit ve Süreklilik By Gökhan Bilhan 1 Limit ve Süreklilik Kalkülüs I Tanm(Limit) E er x c reel saysna çok yakn AMA E T DE L KEN f(x)'in de eri tek bir L reel saysna yakla³rsa, lim x c f(x) = L dir. Uyarlar (1) x, c'ye soldan

Részletesebben

14. IBRAHIM ABRAHAM ÁBRAHÁM

14. IBRAHIM ABRAHAM ÁBRAHÁM 14. IBRAHIM ABRAHAM ÁBRAHÁM Introduction to Surah Ibrahim (Abraham) Sayyid Abul Ala Maududi - Tafhim al-qur'an - The Meaning of the Qur'an Name The Surah takes its name from v. 35 in which mention has

Részletesebben

10. YUNUS JONAH JÓNÁS

10. YUNUS JONAH JÓNÁS 10. YUNUS JONAH JÓNÁS Introduction to Surah Yunus (Jonah) Sayyid Abul Ala Maududi - Tafhim al-qur'an - The Meaning of the Qur'an Name The Surah takes its name from V. 98, in which there is a reference

Részletesebben

7. AL-ARAF THE HEIGHTS MAGASLATOK

7. AL-ARAF THE HEIGHTS MAGASLATOK 7. AL-ARAF THE HEIGHTS MAGASLATOK Introduction to Surah Al-Araf (The Heights) Sayyid Abul Ala Maududi - Tafhim al-qur'an - The Meaning of the Qur'an Name This Surah takes its name from v. 46-47 in which

Részletesebben

3. AL IMRAN THE FAMILY OF IMRAN IMRÁN NEMZETSÉGE

3. AL IMRAN THE FAMILY OF IMRAN IMRÁN NEMZETSÉGE 3. AL IMRAN THE FAMILY OF IMRAN IMRÁN NEMZETSÉGE Introducton to Surah Al-Imran With reference to Sayyid Abul Ala Maududi - Tafhim al-qur'an - The Meaning of the Qur'an Name This Surah takes its name from

Részletesebben

13. AR-RAD THE THUNDER MENNYDÖRGÉS

13. AR-RAD THE THUNDER MENNYDÖRGÉS 13. AR-RAD THE THUNDER MENNYDÖRGÉS Introduction to Surah Ar-Ra ad (The Thunder) Sayyid Abul Ala Maududi - Tafhim al-qur'an - The Meaning of the Qur'an Name This Surah takes its name from the word (ar-ra'ad)

Részletesebben

Introduction to Surah Hud

Introduction to Surah Hud 11. HUD HUD HUD Introduction to Surah Hud Sayyid Abul Ala Maududi - Tafhim al-qur'an - The Meaning of the Qur'an Name This Surah has been named after Prophet Hud whose story has been related in v. 50-60.

Részletesebben

18. AL-KAHF THE CAVE BARLANG

18. AL-KAHF THE CAVE BARLANG 18. AL-KAHF THE CAVE BARLANG Introduction to Surah Al-Kahf (The Cave) Sayyid Abul Ala Maududi - Tafhim al-qur'an - The Meaning of the Qur'an Name This Surah takes its name from v. 9 in which the word (al-kahf)

Részletesebben

الكتابات عن السيرة النبوية باللغة المجرية دراسة نقدية إعداد الدكتور

الكتابات عن السيرة النبوية باللغة المجرية دراسة نقدية إعداد الدكتور الكتابات عن السيرة النبوية باللغة المجرية دراسة نقدية إعداد الدكتور أوكفات 1 مقد مة احلمددد م همددد ع نه دددتغفره نه دددت ع نهغدددبا دددشم ردددف نددد ن ه دددرش نردددف سف ئ شت عمشلرش رف يد ه ع ام فال ر

Részletesebben

bab.la Kifejezések: Személyes Jókívánságok török-magyar

bab.la Kifejezések: Személyes Jókívánságok török-magyar Jókívánságok : Házasság Tebrikler. Dünyadaki tüm mutluluklar üzerinizde olsun. Gratulálok! Nagyon sok boldogságot kívánok! Friss házaspárnak kor Tebrikler. Size düğün gününüzde en iyi dileklerimi sunarım.

Részletesebben

15. AL-HIJR ROCK CITY SZIKLA

15. AL-HIJR ROCK CITY SZIKLA 15. AL-HIJR ROCK CITY SZIKLA Introduction to Surah Al-Hijr (Rock City) Sayyid Abul Ala Maududi - Tafhim al-qur'an - The Meaning of the Qur'an Name This Surah takes its name from v. 80. Period of Revelation

Részletesebben

17. AL-ISRA NIGHT JOURNEY ÉJJELI UTAZÁS

17. AL-ISRA NIGHT JOURNEY ÉJJELI UTAZÁS 17. AL-ISRA NIGHT JOURNEY ÉJJELI UTAZÁS Introduction to Surah Al-Isra (Night Journey) Sayyid Abul Ala Maududi - Tafhim al-qur'an - The Meaning of the Qur'an Name This Surah takes its name (Bani Israil)

Részletesebben

A Biblia vezetett az iszlámhoz

A Biblia vezetett az iszlámhoz 1437 A Biblia vezetett az iszlámhoz [ جمري Hungarian ] Magyar ʻ Abd al-malik LeBlanc Forditotta: EUROPEAN ISLAMIC RESEARCH CENTER (EIRC) & Gabriel Julia Elenőrizte: Gharabli Gabriella الا 1 جنيل هو اذلي

Részletesebben

Üzleti élet Nyitás. Nagyon hivatalos, a címzettnek meghatározott rangja van, aminek szerepelnie kell

Üzleti élet Nyitás. Nagyon hivatalos, a címzettnek meghatározott rangja van, aminek szerepelnie kell - Nyitás magyar török Tisztelt Elnök Úr! Sayın Başkan, Nagyon hivatalos, a címzettnek meghatározott rangja van, aminek szerepelnie kell Tisztelt Uram! Hivatalos, férfi címzett, ismeretlen név Tisztelt

Részletesebben

A Biblia vezetett az iszlámhoz

A Biblia vezetett az iszlámhoz A Biblia vezetett az iszlámhoz [مجري - Hungarian [Magyar - ʻAbd al-malik LeBlanc Seikh Ahmed Deedat felülvizsgálatával Fordította: EUROPEAN ISLAMIC RESEARCH CENTER (EIRC) & Gábriel Júlia Ellenőrizte: Gharabli

Részletesebben

Egy pillantás az iszlám szépségére

Egy pillantás az iszlám szépségére 1436 Egy pillantás az iszlám szépségére [ جمري Hungarian ] Magyar El-Arabi Abu Hamza Forditotta: EUROPEAN ISLAMIC RESEARCH CENTER (EIRC) & Gharabli Gabriella Elenőrizte: Gábriel Júlia 1 حماسن اإلسالم العريب

Részletesebben

Személyes Levél السي د ا حمد رامي ٣٣٥ شارع الجمهوري ة القاهرة ١١٥١١ ٣٣٥ شارع الجمهوري ة القاهرة ١١٥١١

Személyes Levél السي د ا حمد رامي ٣٣٥ شارع الجمهوري ة القاهرة ١١٥١١ ٣٣٥ شارع الجمهوري ة القاهرة ١١٥١١ - Cím السي د ا حمد رامي ٣٣٥ شارع الجمهوري ة القاهرة ١١٥١١ Standard angol címzési forma: címzett neve település és régió/állam/irányítószám Jeremy Rhodes 212 Silverback Drive California Springs CA 92926

Részletesebben

A KEGYES KORÁN. 1-3. fejezet

A KEGYES KORÁN. 1-3. fejezet A KEGYES KORÁN értelmezésének fordítása 1-3. fejezet ترمجة معاني الفاظ القرآن الكريم إىل اللغة ارية الفاحتة البقرة آل عمران A KEGYES KORÁN értelmezésének fordítása 1-3. fejezet ترمجة معاني الفاظ القرآن

Részletesebben

Âdâbu l-bahs ve l- a a a. Risâle fî âdâbi l- â a a. adi i n Adab al-bahth wa-al-munazara

Âdâbu l-bahs ve l- a a a. Risâle fî âdâbi l- â a a. adi i n Adab al-bahth wa-al-munazara Risâle fî Âdâbi l-â Âdâbu l-bahs ve l-aaa Öz âdâbu l-bahs ve l-aaa Risâle fî âdâbi l-âaa Âdâbu l-bahs ve l-aaa : s Risâla fî Âdâb al-munâzara and is a in adiin Adab al-bahth wa-al-munazara sa âdâb al-

Részletesebben

SPIRITUAL ENTHUSIASM. Josh-e-Īmānī. Translation Majlis (Dawat-e-Islami)

SPIRITUAL ENTHUSIASM. Josh-e-Īmānī. Translation Majlis (Dawat-e-Islami) جوش ا یامن ی Josh-e-Īmānī SPIRITUAL ENTHUSIASM This booklet was written by Shaykh-e-Ṭarīqat Amīr-e-Aĥl-e- Sunnat, the founder of Dawat-e-Islami Allāmaĥ Maulānā Abu Bilal Muhammad Ilyas Attar Qadiri Razavi

Részletesebben

Jelentkezés Motivációs levél

Jelentkezés Motivációs levél - Kezdés Hivatalos, férfi címzett, ismeretlen név Hivatalos, női címzett, ismeretlen név Hivatalos, címzett neve és neme ismeretlen Sayın Yetkililer, Hivatalos, több címzett Yetkili makama / merciiye,

Részletesebben

Prof. Dr. Erdal Onar a Arma an. . European Union Law

Prof. Dr. Erdal Onar a Arma an. . European Union Law Prof. Dr. Erdal Onar a Armaan. European Union Law Van Gend en Loos 8 Les Verts 9 ius cogens NV Algemene Transport- en Expeditie Onderneming van Gend & Loos v Netherlands Inland Revenue Administration AT

Részletesebben

Személyes Levél السي د ا حمد رامي ٣٣٥ شارع الجمهوري ة القاهرة ١١٥١١. Jeremy Rhodes 212 Silverback Drive California Springs CA 92926

Személyes Levél السي د ا حمد رامي ٣٣٥ شارع الجمهوري ة القاهرة ١١٥١١. Jeremy Rhodes 212 Silverback Drive California Springs CA 92926 - Cím Mr. N. Summerbee 335 Main Street New York NY 92926 Standard angol címzési forma: címzett neve település és régió/állam/irányítószám Jeremy Rhodes 212 Silverback Drive California Springs CA 92926

Részletesebben

ö É É Ö É Ő É ü ŕŕ ő ő ő í í ü í ú ü ö É É É É Ő É É Ő É É É É ő ö í ď

ö É É Ö É Ő É ü ŕŕ ő ő ő í í ü í ú ü ö É É É É Ő É É Ő É É É É ő ö í ď ö Ĺ Ú í É í Ü É ü í Ĺ ü ö ú ü í í ő í í ő ö Ü ę Ą ö É É Ö É Ő É ü ŕŕ ő ő ő í í ü í ú ü ö É É É É Ő É É Ő É É É É ő ö í ď í ö Ü ő í ő ĹÍ Đ ő ö ö ő í ő í ö ö í Í ď Ü í í Í Ü ő ą í Í ý í Ú ú É Í ęí Í ď É

Részletesebben

ő ú ę ę ó ő ŕ ó ö ő ó ó ę Ĺ ä ö ü ö ť ö ü ź ó ő ó ó ä ő ó ö ö ü ý ď ó ś ä ó ł đ řšř ŕ ä ú Í ó ő ę Ą ő ž ű ą ą ő ő ä ö Ľ ł ł ż ż ő ť ó ö ő ü ő ú ŕ łł ó

ő ú ę ę ó ő ŕ ó ö ő ó ó ę Ĺ ä ö ü ö ť ö ü ź ó ő ó ó ä ő ó ö ö ü ý ď ó ś ä ó ł đ řšř ŕ ä ú Í ó ő ę Ą ő ž ű ą ą ő ő ä ö Ľ ł ł ż ż ő ť ó ö ő ü ő ú ŕ łł ó ő ó Ü ó ó ł ä É Í ő ő ń ü ő ü ý ý Ú ď ó ö ő ö ü ő Ę ű ó ť Ś ť ź ő ę ó öů Í ý ó ú ű ń Í Í ő ú ę ę ó ő ŕ ó ö ő ó ó ę Ĺ ä ö ü ö ť ö ü ź ó ő ó ó ä ő ó ö ö ü ý ď ó ś ä ó ł đ řšř ŕ ä ú Í ó ő ę Ą ő ž ű ą ą ő

Részletesebben

ssijv C_v\p _mkv ]cn`mj: im nà lpssk³ kzemln CkvemanIv ssku³kv skâà, YmZnJv(dnbmZv) kuzn Atd_y

ssijv C_v\p _mkv ]cn`mj: im nà lpssk³ kzemln CkvemanIv ssku³kv skâà, YmZnJv(dnbmZv) kuzn Atd_y hnizmk sshiãy Ä لعقيد يف لقو ] مليالم aebmfw [ Malayalam ssijv C_v\p _mkv لسماحة لشيخ لعلامة عبد لعزيز عبد الله بن با محه الله ملفيت لعا للمملكة لعربية لسعو ية (سابقا) ]cn`mj: im nà lpssk³ kzemln ترمجة:

Részletesebben

í ő ó ű ö ő ü ó ó ő ó ó ü ő ű ő ó ü ű ű ó í ű ü ó í ó í ő ő ű ó ó ő ö ő ő ő ü ö ő ü É ľ ľéľ ł ő ó ó ó ö ó ő ő í ó ő ő í ó ö ő ő ö ó ó ó ó ú ő ő í ő í

í ő ó ű ö ő ü ó ó ő ó ó ü ő ű ő ó ü ű ű ó í ű ü ó í ó í ő ő ű ó ó ő ö ő ő ő ü ö ő ü É ľ ľéľ ł ő ó ó ó ö ó ő ő í ó ő ő í ó ö ő ő ö ó ó ó ó ú ő ő í ő í ő í ő í ó í ó ö ö ő ő Á Ü Ü ő í ü í Ü ó Ü ő ö ő ó í ő ü ó ö ő Ü ő ű ő ó í ő í ö ű ú ó ó ő ő ő ő ó ó ó É ő ű É ő ó ű ó ő ő ő í ó ą í ő ó ű ö ő ü ó ó ő ó ó ü ő ű ő ó ü ű ű ó í ű ü ó í ó í ő ő ű ó ó ő ö ő

Részletesebben

واقع الممارسات المالية وا دارية في المو سسات الاهلية ومدى انسجامها مع معايير الشفافية والنزاهة ومكافحة الفساد

واقع الممارسات المالية وا دارية في المو سسات الاهلية ومدى انسجامها مع معايير الشفافية والنزاهة ومكافحة الفساد واقع الممارسات المالية وا دارية في المو سسات الاهلية ومدى انسجامها مع معايير الشفافية والنزاهة ومكافحة الفساد 36 2018 واقع الممارسات المالية واإلدارية في المؤسسات االهلية ومدى انسجامها مع معايير الشفافية

Részletesebben

Ö ó ó Íć óľ ä ü ü

Ö ó ó Íć óľ ä ü ü Ö Ö É Á ľ ŕ ó żą ő ľ Đ Ę Ö ń Í śá ö Í Í ń Ó Á Á Ö ô Ó Á Ô č Ü ó Ü Á Ô Ô ÖÍ ő ő Á ć Í ÔÔ Ô ÔÔ Ť Ś Ú ż Ú ô Á ľ ľ Á Á Í ś ż Ö ó ó Íć óľ ä ü ü Ö ó ő ä ő Ü Ô ô Ö Ö Í ó ô ó ś Ö ő Í ľ Á ó ľ ó ô ć Ö Ö Ö Í ą Ö

Részletesebben

Ü ź Ĺ ź í ő ö ő ę ö ü ö Ĺ ź ö ü ö Ĺ í í í ö ő í ź ź ő ŕ ú í ź ö Ĺ ź í ź í ö ő ú í í ö Ĺ ő í ő ź ź Ü ź ö ź ź ć í ö ö ę ő ö Ĺ ö Ĺ ö ü Ü ő í Ĺ ü ź ü Ü ő

Ü ź Ĺ ź í ő ö ő ę ö ü ö Ĺ ź ö ü ö Ĺ í í í ö ő í ź ź ő ŕ ú í ź ö Ĺ ź í ź í ö ő ú í í ö Ĺ ő í ő ź ź Ü ź ö ź ź ć í ö ö ę ő ö Ĺ ö Ĺ ö ü Ü ő í Ĺ ü ź ü Ü ő ő ő ü Ĺ ő ź Ü Ő ü ů ů í ő ő í ę ť ő ö ü ö ú ő ő ő ő ö ź ő ö ü ü ő ö ü ź đí ő ő ö Ĺ ö ź ü ő ü ö ę ö Ĺ đí ő Ĺ í í ü ö ü ź í ö ő í ö ę ö đ ő ü ę ö ú í ő ő ú ü ü Ü ź Ĺ ź í ő ö ő ę ö ü ö Ĺ ź ö ü ö Ĺ í í í ö

Részletesebben

ő í ő ő ő Íő ő ö í ő ő ö ő íł ü Í ő ő ő Ą ö ő ę ő í ę í í ő ő ö í ę ü ő ő ő ő ö ő ł í ö ő ú ü ę ö ę ű ö í Í ę ö ę í ę ő í í ö ő ę ę ő ö ő ő ö ö ö ń ę

ő í ő ő ő Íő ő ö í ő ő ö ő íł ü Í ő ő ő Ą ö ő ę ő í ę í í ő ő ö í ę ü ő ő ő ő ö ő ł í ö ő ú ü ę ö ę ű ö í Í ę ö ę í ę ő í í ö ő ę ę ő ö ő ő ö ö ö ń ę ü ú Ö ű ő ú ő ö ü ő ü ź ű ő ú ö ö ö ę ę í ő ő ő Í ő ü ő Ó Á ő ö ő í ö Í ú Ĺ ő ę ő ö ő ö ö ö í ü ü ő ü ő ö ę ü ő í í í í ú Ö ű ő ú ú ö ő ł ü ő ö ő í ő ü ł ö ł ő í ü ő ő ő ę ő ő ő ő ő í í í ő ő Á ő ő ő ő

Részletesebben

Ö ť őł ó ó Í Í ö ő ü ő ü Í ő Ĺ ő ö ö ę ö Í ő ü ő ó ú ö ó ó ť ü ő ó ó ö Ĺ Ú ö ö ę ő Ĺ ł ü ő ę ę ő ę ü ö ę ö ő ę ü Ĺ ő ü ő ő ö ó ę ö Ĺ ö ó ö ź ü ü ü ó ó ó ó ü ę ü ő ő ü ü ö ó ó ó ó ő ö ó Á ö Á ť ł ő ü ü

Részletesebben

Corpse of a Child Translation Majlis (Dawat-e-Islami)

Corpse of a Child Translation Majlis (Dawat-e-Islami) منے کی لاش This booklet was written by Shaykh-e-Tarīqat Amīr-e-Aĥl-e- Sunnat, the founder of Dawat-e-Islami Allāmaĥ Maulānā Abu Bilal Muhammad Ilyas Attar Qadiri Razavi in Urdu. The Translation Majlis

Részletesebben

ő ľ í ö ő ő ú í ü őľ ľ í ú í í ú ó ü Ĺ í ü í ü ľ ó ő í ő í ó ńź í ő í í ľ ó ő đ ó Ĺ ő ź ź í ł ő ó í ľ ł ő ľ í ú í ó ľ ő ő ź ľĺ í ľ ó đ í ú ő ó ő ő ę ö

ő ľ í ö ő ő ú í ü őľ ľ í ú í í ú ó ü Ĺ í ü í ü ľ ó ő í ő í ó ńź í ő í í ľ ó ő đ ó Ĺ ő ź ź í ł ő ó í ľ ł ő ľ í ú í ó ľ ő ő ź ľĺ í ľ ó đ í ú ő ó ő ő ę ö Ĺ ń íł ő ü ö ö í ő ő í í ó Ĺ í ó ő í í ü ű ő ľó Ĺ í ľ ľ ő ö ó ü ó ľ ľó í ó ý ľ ľ Ĺ í ľí ľ ő í ő í ľó ť í ó ő í ő óľ źú ő í ł ľ ő ő ľ ö ő ó ó ó ü ő í í đ Í ő í ó ľ í ź í ľó í ľ ő ć ő ó ő í ľ ľ ö í í í í

Részletesebben

Ö ú ľ í í ö í ć öľű Í ü ő ł ľ í ę ö ő ő ú ľ ö ú ő í ľ í ť ő ö Í í í ö ö ö í Á ö ö ő ő ő ä ü ő ú í Á í ű ő í ő ľ í ú í öľ ő Ö ľ ü ö ő í ú ú í Í ľ ľ ő ľ

Ö ú ľ í í ö í ć öľű Í ü ő ł ľ í ę ö ő ő ú ľ ö ú ő í ľ í ť ő ö Í í í ö ö ö í Á ö ö ő ő ő ä ü ő ú í Á í ű ő í ő ľ í ú í öľ ő Ö ľ ü ö ő í ú ú í Í ľ ľ ő ľ ö öľ ö ő É ö ö ę ö ľ ľ Ő Ĺ ľ ő ő ľ í ľ í ő Ö Á ľ ű ö ő ű ö ö Ä ő ľ ľ ő ű ö ő ő ś Á Á ľ Á ľ ö ľ ö ö í ő ö ő ö ő ł ł Ö ú ľ í í ö í ć öľű Í ü ő ł ľ í ę ö ő ő ú ľ ö ú ő í ľ í ť ő ö Í í í ö ö ö í Á ö ö ő ő

Részletesebben

Sayın Adam Smith Smith's Plastics 8 Crossfield Road Selly Oak Birmingham West Midlands B29 1WQ

Sayın Adam Smith Smith's Plastics 8 Crossfield Road Selly Oak Birmingham West Midlands B29 1WQ - Cím Mr. J. Rhodes Rhodes & Rhodes Corp. 212 Silverback Drive California Springs CA 92926 Amerikai címzés forma: Házszám + utca neve Település neve + ország rövidítése + irányítószám Mr. Adam Smith Smith's

Részletesebben

ő ő ö ź ĺ ĺ ď í ĺ í ő ó í ó íüí ó ý í ü ó ó ő ó ö Á í ő ĺí ó í ź ó ő ő ł üö ú ő ő ö í ő ĺ ó í í ĺ ĺ í í ó ó í ő ĺ ő ĺ ő ó ö ú ö ó ę ó ó ó Á í í ő ó í

ő ő ö ź ĺ ĺ ď í ĺ í ő ó í ó íüí ó ý í ü ó ó ő ó ö Á í ő ĺí ó í ź ó ő ő ł üö ú ő ő ö í ő ĺ ó í í ĺ ĺ í í ó ó í ő ĺ ő ĺ ő ó ö ú ö ó ę ó ó ó Á í í ő ó í ő ĺ ő ü ő ő ő ĺ ő ó ä ó ó ő ó ö í ő ó í Í ü ź ű É Íő É ĺá ą ł Á Ü Á É Í ó Á ł łá Ü Á É Á É Ü É ĺ ĺé Á ö ą Ö É É ó É ĺ ĺ É Á ĺ Ó ĺ ĺ Ę ü ĺ ĺ ĺ ź ź ü ý ő ü ę ő ů ó ő ű ó ó ő ó Á ĺí ő ó í É ĺ ą ę ő ő ö ź

Részletesebben

Ü ę í í Í ý í ö ý í ö ü í í ö ę ź ó ü í í í í í ę í Ü ź í í ť í ę ó ó đ ú đ đ Ü í ź í ü í ü ú ú ó ö ü ó í í Ü í ú ó ú ö ü ź ú ó í ź Ü ü Ü đ í ü ó ü ú

Ü ę í í Í ý í ö ý í ö ü í í ö ę ź ó ü í í í í í ę í Ü ź í í ť í ę ó ó đ ú đ đ Ü í ź í ü í ü ú ú ó ö ü ó í í Ü í ú ó ú ö ü ź ú ó í ź Ü ü Ü đ í ü ó ü ú ü í ü ü Ü Ą ú ü ü í ń í ü ü ü ú ó ź ö ü ź ę ü Ü ö ü ź í ö ö ź Ĺ ü ö Ĺ ó ü ü í Á í Ĺ ą ü ó ö ü ó ü ü ö í ó ú ö ö đźů Ü Ĺ Ą ó í í ď đ ö ü ö í ó ó ó Ü ę í í Í ý í ö ý í ö ü í í ö ę ź ó ü í í í í í ę í Ü ź

Részletesebben

ľí ö í Á í ö í ę Í ö Ą Á Ł Ą ĺ őö ę í ő í ö ĺ í ö ö ö ö ö ľ ź ę Áĺ í ö Á í ą ĺ ľ í í ĄĘ í ő ĺí ť ĺľ í ĺ í ę ő íľ ü ő ĺ ź Ľ ő í í ű ę ý ő ü É ü ő íľ É ü ő ę í í ý ł ö í í ö ę í ö ľ ĺĺ ą ő ę ę í ö ĺ ą í

Részletesebben

33. szám A MAGYAR KÖZTÁRSASÁG HIVATALOS LAPJA. Budapest, 2006. már ci us 27., hétfõ TARTALOMJEGYZÉK. Ára: 3887, Ft

33. szám A MAGYAR KÖZTÁRSASÁG HIVATALOS LAPJA. Budapest, 2006. már ci us 27., hétfõ TARTALOMJEGYZÉK. Ára: 3887, Ft A MAGYAR KÖZTÁRSASÁG HIVATALOS LAPJA Budapest, 2006. már ci us 27., hétfõ 33. szám Ára: 3887, Ft TARTALOMJEGYZÉK 62/2006. (III. 27.) Korm. r. Az egyes pénzbeli szociális ellátások elszámolásának szabályairól...

Részletesebben

ő ö ó í í ó í í ź ő ź ź ő ő ó ó í ú ő ĺ ę ö ü ú ő Ĺ í ĺ ó ó í ó í ü ö ö ő ó ĺ ő đí ő Á ő í í ö ó ť ő ő ó Á í ő ü Í ö ö ö ó í í ź ü ź ę ü ź ő ę ę ĺĺ Ą

ő ö ó í í ó í í ź ő ź ź ő ő ó ó í ú ő ĺ ę ö ü ú ő Ĺ í ĺ ó ó í ó í ü ö ö ő ó ĺ ő đí ő Á ő í í ö ó ť ő ő ó Á í ő ü Í ö ö ö ó í í ź ü ź ę ü ź ő ę ę ĺĺ Ą ő ó ź ő ő ő Ü ĺ ő ü ó ĺ ü Í ł ő ő ĺ ő í ó ü í ö ú ü ĺ ĺ ó ú í í ź ó ý ó ę ĺí ů ő ú í ó ĺ ő í ó ú ü ő ü í ő ĺ ő ź đ ü ĺ ĺ ĺ ó ó ő üö í ź ő ő ő ö í ó ó ĺ ĺ ó ź ú ü ĺ ú ź ĺ ü ĺí ó í í ő ö ú ö ó ĺĺ ó ü ő ü

Részletesebben

ľáľ ó ĺ Éĺ ľ É É ĺí ö ű ö ĺ ó Áľ ľ É ł ű Á É ö ö ó ö ú ö ü Á ó ł Áľ É ú ú ó Ą Ü Ü ľ ń ó ĺ ó

ľáľ ó ĺ Éĺ ľ É É ĺí ö ű ö ĺ ó Áľ ľ É ł ű Á É ö ö ó ö ú ö ü Á ó ł Áľ É ú ú ó Ą Ü Ü ľ ń ó ĺ ó Ł ą Ł Ĺ ĺ ĺ É É ľ ö ó Íľ Á Á ľ Í ó Í Á Ę Í ó ł Áľ ľ É Í É Á ĺá ľ ó Ą ń ľ ó ó ö ĺ ĺ ó ó ö ö ú ľáľ ó ĺ Éĺ ľ É É ĺí ö ű ö ĺ ó Áľ ľ É ł ű Á É ö ö ó ö ú ö ü Á ó ł Áľ É ú ú ó Ą Ü Ü ľ ń ó ĺ ó ľ ł Á ó ó ú ö ó

Részletesebben

KİMLER MANEVİ TAZMİNAT TALEP EDEBİLİR?

KİMLER MANEVİ TAZMİNAT TALEP EDEBİLİR? KİMLER MANEVİ TAZMİNAT TALEP EDEBİLİR? Dr. Ferıl H. Say men Medenî Kanunumuzun 24 üncü maddesile Borçlar Kanunumuzun 47 ve 49 uncu maddeleri şahsın ismini, şeref ve haysiyetini, resmini, esrarını, ölülerinin

Részletesebben

Ą ő ć ó ń ć Ĺ ź Ĺ ł ú Ö őł ö ő ü ť ę ę ö ő ę ę ö ö ö ö ę ó Ĺ ö ő ő ő ó ú ö ő ó ö Í ó ö ö ő ł ł ą Ú Ö Á ý

Ą ő ć ó ń ć Ĺ ź Ĺ ł ú Ö őł ö ő ü ť ę ę ö ő ę ę ö ö ö ö ę ó Ĺ ö ő ő ő ó ú ö ő ó ö Í ó ö ö ő ł ł ą Ú Ö Á ý ó ü ú Ö ü ö ö ö ó ö ő ł ő ü ź ö ő őł ü ő ź ę ő ü ó ó ü ő ő ú ü ő ő ö ö É ő Á ú ü ö ó Í ő ő ó ő ö ł ő őł ü ő ú ő ö ö ü ł ü ő ő Ú Ę ő Ú ó ő ü ü ü ő ü ő ő ö ó ő ö ő ú ö ö ö ö ő ó ü ű ń Í źł ó ő ő ź ó ü ü

Részletesebben

ú ó ľ ľ ľĺ ŕ ö ő Ľ ő ó ó ő ő ď ę óď ő ľ ó ő ő ó ü ľ ő ź ľ ő ö ő ť ő đ ó Ä ő ó ö đ ľ Ĺ ő ö ź ő ű đ ó ő ö ő ń ú ó ö ę ő ľę ő ź ó ő ľ ö ö ý ő ľ ő Đ ú ö ú

ú ó ľ ľ ľĺ ŕ ö ő Ľ ő ó ó ő ő ď ę óď ő ľ ó ő ő ó ü ľ ő ź ľ ő ö ő ť ő đ ó Ä ő ó ö đ ľ Ĺ ő ö ź ő ű đ ó ő ö ő ń ú ó ö ę ő ľę ő ź ó ő ľ ö ö ý ő ľ ő Đ ú ö ú ő ľ ó Ĺ ő ń ő É ľ Ĺ Ę ü ľ ő ő ó ő ő ő ő ľ ü ľ ö ü ü ľ Ú ľĺ ź ź đ ő ő ľ ö ú ľ ŕ ľü ź ö ö ő ú ő ľ ö ę Ĺ ź ó ü ú Ĺ ú ö ľ ď ö Ĺ ć ü ö ö ó ź ú ľü ö ö ó ľ ő ľ ő ö ó ű ö ľ ť ö ź ú ö ö ú ľ ó ľ ü ö ľ ő ő ę ľ ó

Részletesebben

ľ ö ö í í Ĺ ü í ź ľ í ľé Ĺ ö ĺ ľ ť ťĺ ť ľ ľ łł í ĺ ü Ü ú Ü ú ĺ ź ö ď ö í ĺ ć ć ĺ ö đ ľ ĺ ú ü ú Íź ö Ó ĺ ĺ ĺ ź ĺ É ö ö ĺ ö ľ í ĺĺ ľ ź ĺ źĺ ź í ú ĺ ľ ź

ľ ö ö í í Ĺ ü í ź ľ í ľé Ĺ ö ĺ ľ ť ťĺ ť ľ ľ łł í ĺ ü Ü ú Ü ú ĺ ź ö ď ö í ĺ ć ć ĺ ö đ ľ ĺ ú ü ú Íź ö Ó ĺ ĺ ĺ ź ĺ É ö ö ĺ ö ľ í ĺĺ ľ ź ĺ źĺ ź í ú ĺ ľ ź ü ľ ĺ Ĺ ü ĺĺ ĺ ľ ľ Í ü ü ö öľ ĺ ö Á ö öľ ź É ľ í ú ľ Í ą ľ ĺ í ĺ ô ĺ ĺź ľ ľ Ü ľ Ü ü ü ł Ü ľ ľ ľ Ĺ ľ ľ ľ Á ĺ ľ ĺí Ę ĺ ö ľ ą ĺź ö í ö ąđ ĺź ĺź Á ö ü ĺ ö ľ ö í ö ö ľ ö ö í í Ĺ ü í ź ľ í ľé Ĺ ö ĺ ľ ť ťĺ ť

Részletesebben

ü í í ö í ű ö í í ő ő ö ö ő Á ő ö ö ź ö ź í ö ő ľ ő ő ő ő ö ľ ő ö ö ő ö í ľ ö ö ő ľ ľ đő í ľ ő í ő í ł ő ü ő ö ő í ú đő ő ő í í ľ ľ ľ í ľ íľ öľ ť ľ ľ

ü í í ö í ű ö í í ő ő ö ö ő Á ő ö ö ź ö ź í ö ő ľ ő ő ő ő ö ľ ő ö ö ő ö í ľ ö ö ő ľ ľ đő í ľ ő í ő í ł ő ü ő ö ő í ú đő ő ő í í ľ ľ ľ í ľ íľ öľ ť ľ ľ Á ľ ő Í ő ľ ő ć í ő ü ő ú ö ü ďź ű ő í É Íľ É É É Áľ É Í ľľ Ü ľé ľ É Á É Ü É Á ł Ą ľ ľé ł Á ľ ü ľ ő ľľ ü ő ő ő ů ľ ő ú ö ľ ü öľ ő ľ ő ő źń íľ ź Ą í ő ö ź ľ öľ ö ő ő í ő ź í ľ łá ł Ł Ü ü í í ö í ű ö í í

Részletesebben

ő ü ľ ź ź ľ ő ó í ú ź ö ő ľ ő ö ó í ź ó ő ö ő ö ľó ľ ő ü ó ľ ő ü í í í íľ í ź ő ľü ľ ú ü ü ü ö ú ő ó ő ö ő ő ü ő ó Á ľ í ö ü ö í ú ź í ó ę ľó ó ó ö ľ

ő ü ľ ź ź ľ ő ó í ú ź ö ő ľ ő ö ó í ź ó ő ö ő ö ľó ľ ő ü ó ľ ő ü í í í íľ í ź ő ľü ľ ú ü ü ü ö ú ő ó ő ö ő ő ü ő ó Á ľ í ö ü ö í ú ź í ó ę ľó ó ó ö ľ ő ľü ó ő ü ü ą ő ő ó ľ ö Ĺ ľ ľ ľ đ ú ü ľ ľ üľ ľ ó ľ ľ ő í ľ ő ő ó ö ú Ö í ő í ľ ü ľ đö ü ź ő ö źů ź ő ö ľ ľ ő ľ ü ó ľ ü ź ú ľü ű ű ó ü ó ő ö ó ű ú ű đ ü ź ę ó í ó í í ó ö ö ľ ó ź ő ę ź ź í ó ő ô ó ź í

Részletesebben

ÍÍ í ó ő ý ĺ ö ő ľ ö ö ö ö ó ö ľ ó í ľ ő ľ í í ľ ő ź ó ő ő ő ú ö ű ő ź ę ü ú ź Í ő ź ľ ó ą ó í ó ĺ ü ĺ ĺ ó ľ ź ő ő Á í Í í ö ó ű ő ő ó Áľ ó ü Ĺ ö ö ö

ÍÍ í ó ő ý ĺ ö ő ľ ö ö ö ö ó ö ľ ó í ľ ő ľ í í ľ ő ź ó ő ő ő ú ö ű ő ź ę ü ú ź Í ő ź ľ ó ą ó í ó ĺ ü ĺ ĺ ó ľ ź ő ő Á í Í í ö ó ű ő ő ó Áľ ó ü Ĺ ö ö ö ő ü ó ő ź ő ĺ ľ ľľ ľé ü ľ ľ źł ľ ó ü ľ ö ľ ő ľ ő ľ ľ ő í ó ď Ü ľ ő đ ő ü ú í ó ňä ý ó ľ ó ú Ĺ źń í ó ő í ó ú ü ľ ü í ź ő ő ę ľ ĺ ü ö ź ź ęĺĺ ó ó ź ő ü íĺ ĺ ő ĺ ö ó ü ó ó ź ĺ ľ ú ü ĺ ú í ü ó ĺ í ő ö ü ö

Részletesebben

é ö ĺ é ő ö á á ő ó é á ó ö á á á á é ó ö á á á ó á ö é ő é ő é ő ö á ú ó í ó é é ö é Ü ő é ü ö ü ö é é ö á í á á ö ü ő ő é é é á á ĺ í á á é á ó é á

é ö ĺ é ő ö á á ő ó é á ó ö á á á á é ó ö á á á ó á ö é ő é ő é ő ö á ú ó í ó é é ö é Ü ő é ü ö ü ö é é ö á í á á ö ü ő ő é é é á á ĺ í á á é á ó é á Ö é ü ĺ á á áľ Ô ľ á é ę ĺ é é ĺ öľ ö ö óľ ľ ö á áľó ü é áľ á á á á ľ ľ á áľ ľ Í á áľ ľ ľ á ľ é ľ ľ ľá ö áľ áľ ľ á á é á é é ĺł Ĺ ľ ő ľ á ľ ő ľ á á ő é ľ é é ľ á á ő ö ö é ü á ő ľ áľ é é Ü é á ĺ ľ ĺ ľü

Részletesebben

ü ę Ę ü ü ä š ó ó ó ú ű ó ó ó ó ł ü ü ü ü ŕđšł śń É đ ó ń ű Í ó ü ü Ý đš ś Í ó ó ó Ü ó ó ú ü ó ó ý ó ó ó ć ć ü ź ü ü ý ň ý ó ý ó ó ó ű ú ü ü ü ó Ę ü ü

ü ę Ę ü ü ä š ó ó ó ú ű ó ó ó ó ł ü ü ü ü ŕđšł śń É đ ó ń ű Í ó ü ü Ý đš ś Í ó ó ó Ü ó ó ú ü ó ó ý ó ó ó ć ć ü ź ü ü ý ň ý ó ý ó ó ó ű ú ü ü ü ó Ę ü ü ü ú Ö ü ó ń Í ć ü ł ü ó ü ó ü ü ł ü ó Ĺ ú ó ó ó ú ü ó ú ü ó ü ó ó ó ü Ú Ĺ ü Í ń ü ü ü ó ü Ĺ ó ó ó ą ú ü ü ó ó ó ť ć ü ćł Í ú Ĺ ť ó ó ó ó ó ó ü ć ć ł Í ü ę Ę ü ü ä š ó ó ó ú ű ó ó ó ó ł ü ü ü ü ŕđšł śń

Részletesebben

Ĺ ĺ Í ť Ż ú ĺ ü Ü ĺ ĺ ú Ö ü Ü Ż ö ĺ ü ü đ ü Ż ĺ ĺí ü ú Ö ü Ü Š ĺ ĺĺ ę

Ĺ ĺ Í ť Ż ú ĺ ü Ü ĺ ĺ ú Ö ü Ü Ż ö ĺ ü ü đ ü Ż ĺ ĺí ü ú Ö ü Ü Š ĺ ĺĺ ę ü ú ü ĺ ĺ ł ü ú ĺ Ü ö ĺ Í ö ö ö ö ö ü ü ö ü ü ü ö ö ö ű Ĺĺ Ż ú ú Ö ü Ü ö ö ú Ö ü Ü ö ü ö ö ö ü ú Ö ü Ü Í Ĺ ĺ Í ť Ż ú ĺ ü Ü ĺ ĺ ú Ö ü Ü Ż ö ĺ ü ü đ ü Ż ĺ ĺí ü ú Ö ü Ü Š ĺ ĺĺ ę ö ĺ Ĺ ĺ Ż ú ú ü Ü ĺ ü ú Ö

Részletesebben

Liste des étudiants Inscrits à la Faculté - Année Universitaire 2018/2019 Filière des études Anglaises - Semestre 1

Liste des étudiants Inscrits à la Faculté - Année Universitaire 2018/2019 Filière des études Anglaises - Semestre 1 إ ا 1 N137161642 AAFI HICHAM هم 1 N133301540 AAMOUD NASSR EDDINE ااد 1 Z186201370 ABBADI ABDELGHANI ادي 1 S132424376 ABBADI MOHAMMED.TAHA. دي 1 12762210 ABBOU MEHDI اي 1 N131269522 ABDELLAOUI MOSTAFA اي

Részletesebben

é í ź ü ź é ę í é ő ő é ö ü ő é ü é í é é é ö ű ö é ő é ö ó ó é é é ę é ö é ę é ź é é Í ź ö ó Á ó ź é é Í é ö é ó ó ó ő ź ó ź ź é é ó é ű ü í ó í ő ź

é í ź ü ź é ę í é ő ő é ö ü ő é ü é í é é é ö ű ö é ő é ö ó ó é é é ę é ö é ę é ź é é Í ź ö ó Á ó ź é é Í é ö é ó ó ó ő ź ó ź ź é é ó é ű ü í ó í ő ź ő ü ó é Ę ü é é ü é é ü é é é é é ö é ú ö é é é éő é é é í ő é í ő é ó í ő ő é ö é é ü é é é í ő ö đ é é ü é é é é é đ ő ü ő ę é ő ü ű đö é é é é ö é é ő ó ó ö é ó í ö ö ö í ö ö é ź é éí é đ é é ó ö ü

Részletesebben

2019 6HUEHVW %DQNDFÕOÕN YH 3DUDVDO 5HIRUP 3URI 'U

2019 6HUEHVW %DQNDFÕOÕN YH 3DUDVDO 5HIRUP 3URI 'U Temmuz 2019 Serbest Bankacılık ve Parasal Reform Prof.Dr. Coşkun Can Aktan Yay n No: 333 İstanbul, 2019 Türkiye Bankalar Birliği Nispetiye Caddesi Akmerkez B3 Blok Kat:13 34340 Etiler-İSTANBUL Tel. : +90

Részletesebben

ő ľ ó Ö ľ ľü Á Á Á ľ ő ŕ ľ ť ü ö

ő ľ ó Ö ľ ľü Á Á Á ľ ő ŕ ľ ť ü ö ń ł ľ ą ď Ą ł ł łł Ä Ä ľľ ú ő ő ó Í ö ú ó ő ő ź ő ľ Á Á ďó ó ľ ó ő ó ł ö ö ő Ĺ ő ó ő ó ů ľ ó Ĺ ý ó ď ő ľ ó Ö ľ ľü Á Á Á ľ ő ŕ ľ ť ü ö Á ő ľ ó ľ Ö ľ ľü ľ ő ľ ó ľ Á Ő ł Á ó ľ Ł ľ ű ő ő ź ö ó ű ü ó ő ű ö

Részletesebben

ÇEVRECĐ ĐDEOLOJĐ Đ LĐBERAL PERSPEKTĐFTE ELEŞTĐREL BĐR DEĞERLE DĐRMESĐ

ÇEVRECĐ ĐDEOLOJĐ Đ LĐBERAL PERSPEKTĐFTE ELEŞTĐREL BĐR DEĞERLE DĐRMESĐ T.C. ANKARA ÜNĐVERSĐTESĐ SOSYAL BĐLĐMLER ENSTĐTÜSÜ SOSYAL ÇEVRE BĐLĐMLERĐ ANABĐLĐM DALI ÇEVRECĐ ĐDEOLOJĐ Đ LĐBERAL PERSPEKTĐFTE ELEŞTĐREL BĐR DEĞERLE DĐRMESĐ Yüksek Lisans Tezi Baran KONYAR Ankara 2009

Részletesebben

Ł ť ŕ í í ü ö ő ű ő ő ő ú í ä Í ř ö ő í í ę ö ő í Ú í ń đ ń É É ő Ę í í ű ü ö í ö Ĺí ö ő ü Ó ő ü ń ü ö ö ö ö ő í Ü í Ü ö í ő í ś ű Í Ł Á Á ő í ö Ú í ű í í ô ő í ő ö ö ő ú ő ä ő í ű ő ü ő ő í ő í í Í í

Részletesebben

Très formel, le destinataire a un titre particulier qui doit être utilisé à la place de son nom

Très formel, le destinataire a un titre particulier qui doit être utilisé à la place de son nom - Ouverture hongrois turc Tisztelt Elnök Úr! Sayın Başkan, Très formel, le destinataire a un titre particulier qui doit être utilisé à la place de son nom Tisztelt Uram! Formel, destinataire masculin,

Részletesebben

ľ ő ö źú ľ ľ ő ö ő Í ö ľ ö ť ö ź ö ö ü Ý ľ đ ľ ľ ľ ő ö ö ľ ľ ľí ľ Ĺ ź ľ ľ ő ő ľ ő ő ő Ĺ ľ ö ő ö ľü ľ ő ö ő ú Í ü ő Ł ľ ą ő ľ ö Á ú ö ö ě ą ő ö ő ő ą ő

ľ ő ö źú ľ ľ ő ö ő Í ö ľ ö ť ö ź ö ö ü Ý ľ đ ľ ľ ľ ő ö ö ľ ľ ľí ľ Ĺ ź ľ ľ ő ő ľ ő ő ő Ĺ ľ ö ő ö ľü ľ ő ö ő ú Í ü ő Ł ľ ą ő ľ ö Á ú ö ö ě ą ő ö ő ő ą ő đ Ü ľ Ú ł ł Ę ä łľ Ô ą ľ Ö ł ľ ł ľ ä ł Í ń ą Í ô ł ú ő ś ź Ú Í Ł ą ą ľ ł ő ö ź ź ą ü ź ź ą ő ź ł ůź ö ł Ü ł ł ý ź ľ ł ź ö ö ľ ľ Ą Ô ł ľť ń Íľ ý łŕ ď ľ ł ł ú ę ľ Í Í ľ ő ö źú ľ ľ ő ö ő Í ö ľ ö ť ö ź ö ö

Részletesebben

Ü ő ő ĺ ú ő í ĺ ő ö ú Ü ö ö ő í ő ő ö ú ö ö ő ő ö Ĺ í ő ő í í ö í ő ö í ő ű ö ő í í ő ő ő ö ú ő őú í Ü ő ú ö ö ú ú ö ú ö ö ú í

Ü ő ő ĺ ú ő í ĺ ő ö ú Ü ö ö ő í ő ő ö ú ö ö ő ő ö Ĺ í ő ő í í ö í ő ö í ő ű ö ő í í ő ő ő ö ú ő őú í Ü ő ú ö ö ú ú ö ú ö ö ú í ő í ő í Ü Ü Ü ö ĺ ő ő í ö í Ü ű ö ő ő Ü ö ő ő ő ő ú í ő Í ĺ ű ö Ü ő í ú Ü É ĺ ú ö ö ö ő ő ű ö ő ő ö ő ő Ĺ ő ő ö ő ű ö ö ő ĺ ő Á Ü ő ő ĺ ú ő í ĺ ő ö ú Ü ö ö ő í ő ő ö ú ö ö ő ő ö Ĺ í ő ő í í ö í ő ö í ő

Részletesebben

ő Ĺ ő ĺí í ő ó ó ó ő ľ ľ ĺľ ő ő ł ľ ő ľ ö ő ő í ó ď ł ő ĺ łĺ Í Áŕ ĺ Ü

ő Ĺ ő ĺí í ő ó ó ó ő ľ ľ ĺľ ő ő ł ľ ő ľ ö ő ő í ó ď ł ő ĺ łĺ Í Áŕ ĺ Ü ő Í ľ ĺ ő ő ľ ő ĺ ü ő ľ ó ľ őľ ö ź ź ę ő í ö ü Ő É ÍľÓ É ľ ľ ĺ łą É Í ľ ó ó ľ őľ ĺ ő É Ü É Á ł ś Ĺę ľé ľ ä ľ ľ ĺ ĺ ĺ ĺ őí ő ź ĺí ĺ ý ĺíĺ ź ĺ ó ő ĺ őľ ő ó ó ö ő ół ö ó ő ó ź ť ű ô ő ü ö ľ óĺ ő ĺ ü ó ź ő

Részletesebben

í ľ É ć ő ö ł öľ í Ó ľľ ó ł ó ő í ü ó ó ő ó ą ź ó ő ő í ł ź ú ó ó ö ü ő í ń ú ő ö ü ź ź Ĺ ő ő ó ľ Í ó ú ö ľü źý ö ľ ó ö ü ę ő ö źú ö ľü í ö ü ľ ö ľ ŕ

í ľ É ć ő ö ł öľ í Ó ľľ ó ł ó ő í ü ó ó ő ó ą ź ó ő ő í ł ź ú ó ó ö ü ő í ń ú ő ö ü ź ź Ĺ ő ő ó ľ Í ó ú ö ľü źý ö ľ ó ö ü ę ő ö źú ö ľü í ö ü ľ ö ľ ŕ ő ľ ľü ó ľ ľ ő ľ Ü Ü Ő ľ ł ľ ů ľ ľ ľ ľ ą ő ő ü í ő í ľ ö ö ó í ó ő ő ö ź ę ö ü ź Ąź í ő ź ľę ö í ő ń í üý ö ź ö ľü ő äí ę ź ľ ó ą ě ó ź ó ł łő ý í ó í Ö ł ó ó ő ö í í Á ó ź í ľ źľ ö ő ł ő ó í ú í ź ó ö

Részletesebben

ó í í ó í ó í ú ő ü ú Í ó í ó ó í ó í ú őł ę í ü ő ó ó í ú ő ü ú ö ő ű ĺ ľ ú ľ ő ü ü ľ ľő ú ĺ Ö ő ü ľ í Í ü ľ ü ľ ó ű ő ó ó ź öľ đö ó ő ő ö ö ę ó öľ ö

ó í í ó í ó í ú ő ü ú Í ó í ó ó í ó í ú őł ę í ü ő ó ó í ú ő ü ú ö ő ű ĺ ľ ú ľ ő ü ü ľ ľő ú ĺ Ö ő ü ľ í Í ü ľ ü ľ ó ű ő ó ó ź öľ đö ó ő ő ö ö ę ó öľ ö ú Ö ő ü ľ ó ő ü ő ü ź ö ę ľ ő ĺ ü ő ó ő ö ö ý ő ü í ü ő ý ź ő í ö ő ö ó Ó ő Á ó ő ó ö ő ý ü ľő Ú í ö ö ő ó í ü ź ö ő ý ü ý ő ö ó ü ő ó ľ ő ę í ő ü ö ő ü í ó ö ę í ő ú ľ ő ü ú ő ő í ő ő ü ü ü ö í ó ľó ý

Részletesebben

ľ Í ő ő ő ö ö ő ó ö Í ő ő öľ ö óľ ő ó Í ő ů ź ę ó ő ő ľ ó ň ľ ľ ľ ó ľ Ä ľ ő ľ ó ľ Ö ľ ő ľ ľ ľü ö ő ó ü ü ü ľ ó ü ö ö ű ó ó ő ľ Í ö ľó ő ő ö Á ő ľ ó ő

ľ Í ő ő ő ö ö ő ó ö Í ő ő öľ ö óľ ő ó Í ő ů ź ę ó ő ő ľ ó ň ľ ľ ľ ó ľ Ä ľ ő ľ ó ľ Ö ľ ő ľ ľ ľü ö ő ó ü ü ü ľ ó ü ö ö ű ó ó ő ľ Í ö ľó ő ő ö Á ő ľ ó ő ő ľ ľ ó ľ ő ü ź ő ę ü ę ö ő ú ó ő ó ő ü ó üľ ľ ľ ó ź ó ü ó ó ľ Ö ó ó ő ö ľ Ĺ ę ę ľ ó ľ ö ó ľ ľő ö ý óí ő ó ö ę ę ť ź ó ľó Ä ł ľ ł ľó ő ü ó Ä ó ó ö ó ů ő ó ľ Á ń ő ő ź ő ó ő ő ö ű ľ ó ö ľ ľ ó ľ ő ü ö ö

Részletesebben

í á ó á é é é é á á ö é ő í é í ű á é é é é ő é ľĺ í á ľ é éľ ü ó ö é é ö ö é é é ó é é ő ő é á ű é ó ľ í ę é í á ź Ń é ľ á á ő é é đá áľ ľ ľ é á é ú

í á ó á é é é é á á ö é ő í é í ű á é é é é ő é ľĺ í á ľ é éľ ü ó ö é é ö ö é é é ó é é ő ő é á ű é ó ľ í ę é í á ź Ń é ľ á á ő é é đá áľ ľ ľ é á é ú ęľ ó á ä é ő ü ä á ő ľ ő é é áľ é í ő ü é ő ľ áľ ľó á ő é é é á ő éľ ľ é é ó é í á áľ í é ő ű ó á á é é á í á ľ É ü é á á á á ó í ö é ü é É ÍľÓ É ľé Ü Á É Íľ ą É Íľ ľľü ľ ľ ď ľ É Éľ Ü É ľ É ľ ľé ľ Á ľ

Részletesebben

14. A három magas képzés A NIRVÁNÁHOZ VEZETŐ ÖSVÉNYEK. . مق م»ميمن a nirvánába vezető tényleges ösvényeken

14. A három magas képzés A NIRVÁNÁHOZ VEZETŐ ÖSVÉNYEK. . مق م»ميمن a nirvánába vezető tényleges ösvényeken 14. A három magas képzés A NIRVÁNÁHOZ VEZETŐ ÖSVÉNYEK.»موج» ج د ف ىدىكة ىلم ج م» ű«ő ى جك ű ى» ج»ر ف ص»م ج»ف ة جل ج ف ج ج م» ج م ىلد ف ف ة» ف» ف م ج م ىهمح -م م» ف ő مو م ص» هم ف ةي م م م ف م ج ر ف م-

Részletesebben

ő ő á ó á ü őá ó ő ó Ĺ ć ő ő ő ö ő Í ő ú á á á Ĺ ő ö á á ö ő ő Ĺ á á ő ö ő ő á ó ó Á ź ö á ő á á ü Ĺ á ő ő ő ő á ú ő ő ő á ą ő ó á á ő ó ć ő ő á á á á

ő ő á ó á ü őá ó ő ó Ĺ ć ő ő ő ö ő Í ő ú á á á Ĺ ő ö á á ö ő ő Ĺ á á ő ö ő ő á ó ó Á ź ö á ő á á ü Ĺ á ő ő ő ő á ú ő ő ő á ą ő ó á á ő ó ć ő ő á á á á ő á ü ó á á á á ü á á ő ü ő ő á á Ü á ź á á ü á á á Ú ű Ĺ á á ö ö ő á á ő ő á ő ó Ĺ ó ó ó á ü á ö á á ö ü á á á á á á á ő á ü ó á á á á á ö á á ő á á ő á á đ ö Ú ű ü Íá á á á ź á ü á á á ö ö ó á á Ú ő

Részletesebben

Utazás Általános. Általános - Alapvető, létfontosságú dolgok. Általános - Beszélgetés. Segítségkérés

Utazás Általános. Általános - Alapvető, létfontosságú dolgok. Általános - Beszélgetés. Segítségkérés - Alapvető, létfontosságú dolgok Bana yardımcı olurmusunuz, lütfen? Segítségkérés Bana yardımcı olurmusunuz, lütfen? İngilizce konuşuyor musunuz? İngilizce konuşuyor musunuz? Annak megkérdezése, hogy az

Részletesebben

A MAGYAR KÖZTÁRSASÁG HIVATALOS LAPJA. Budapest, 2008. már ci us 17., hétfõ. 44. szám. Ára: 250, Ft

A MAGYAR KÖZTÁRSASÁG HIVATALOS LAPJA. Budapest, 2008. már ci us 17., hétfõ. 44. szám. Ára: 250, Ft A MAGYAR KÖZTÁRSASÁG HIVATALOS LAPJA Budapest, 2008. már ci us 17., hétfõ 44. szám Ára: 250, Ft A MAGYAR KÖZTÁRSASÁG HIVATALOS LAPJA Budapest, 2008. már ci us 17., hétfõ 44. szám TARTALOMJEGYZÉK 2008:

Részletesebben

ľ ó ľ ľ ľ í ę ę ľ Ĺ ó ö ö ľ í ľ ú ť ľ ľ ü ó ö ö ü ľ ó í ľ ź ó Í óľ ľó ľ Ü ó ó ľ ľó ľ ľ ű ľ Ńź ľ í ź źę ľó ú ľľ Ü ń ľ ľ ó ľ ľ í ľ ú ł ó ó źľ ü ľ ű ľ ľ

ľ ó ľ ľ ľ í ę ę ľ Ĺ ó ö ö ľ í ľ ú ť ľ ľ ü ó ö ö ü ľ ó í ľ ź ó Í óľ ľó ľ Ü ó ó ľ ľó ľ ľ ű ľ Ńź ľ í ź źę ľó ú ľľ Ü ń ľ ľ ó ľ ľ í ľ ú ł ó ó źľ ü ľ ű ľ ľ ú ľ ľ ľ ú Í Ó ú ľ Ö ľ ľ ü ľ óľľ ű ö í ľ í ľ ľ ó ľ ľ ű ľ ľó ľ ł ľ ľ ö Í ľ ľ ľ öľ ö ľ ľ ó ł ö ľ ö ľ ľ ó ľ ö ľ ľ í ó ú ű ö ö ö ö ö ź ľ ľ ľó ó ó ö ľ ü ľ ü ľ ľ ó ľ ľ ľ í ę ę ľ Ĺ ó ö ö ľ í ľ ú ť ľ ľ ü ó ö ö

Részletesebben

Ż ö ö ą ź ĺ ą Łź ü ü Í ü ü ö ö ö ą ü ö ź ĺ ź Í ĺ ĺ ź ú ü Ü ö ĺ ö ĺ Í ú Ö Ü źę ü ö ö ö ĺ ú Ö ü Ü ĺ Í ź ź Ü Ż Ü ł

Ż ö ö ą ź ĺ ą Łź ü ü Í ü ü ö ö ö ą ü ö ź ĺ ź Í ĺ ĺ ź ú ü Ü ö ĺ ö ĺ Í ú Ö Ü źę ü ö ö ö ĺ ú Ö ü Ü ĺ Í ź ź Ü Ż Ü ł ĺ ú ĺ ü Ü ĺ Ż Ü ĺ ű ĺ ĺ ü ü ú Ö ĺ ü Ü ĺ ü ú ź Ü ö ą ĺ ź ö ö ĺ ź ź ŕ ź Ü ĺ Ü Ż ö ö ą ź ĺ ą Łź ü ü Í ü ü ö ö ö ą ü ö ź ĺ ź Í ĺ ĺ ź ú ü Ü ö ĺ ö ĺ Í ú Ö Ü źę ü ö ö ö ĺ ú Ö ü Ü ĺ Í ź ź Ü Ż Ü ł Ę ä Ż Ż ĺ ú Ö

Részletesebben

ź ź ő ł ó ľ ľő ź íý í ľ ó í ő í ý ü ö ű ľ ó ö ö í ő í ű ö ö í ő ó ö ű ö ü Ö ö ö ü ű ö ő ú ú ö ú ó ü ö ö í ő ő ó ę í í ó í ő ü ő ő ó ť ö ü ö ľ ľ ő ľ ó

ź ź ő ł ó ľ ľő ź íý í ľ ó í ő í ý ü ö ű ľ ó ö ö í ő í ű ö ö í ő ó ö ű ö ü Ö ö ö ü ű ö ő ú ú ö ú ó ü ö ö í ő ő ó ę í í ó í ő ü ő ő ó ť ö ü ö ľ ľ ő ľ ó ő ľü ó ő ü Ö É ľ ľ ü ľ ľ ľ ű ł ľ ľ ő ľ ľ ľ í ő ő ľ ő ó ľ ö ö í ó ö ö ć ü ö ó ö ü ę í í ő ő ľ ő ü ű ó í ő ü ű ö ľ ó ü ö ö ź ó í ő ö ľ ü ó ó ľ ź ó í ő ó ö ü ó Á ó ö ö ő ź ľ ó í ő í ü ö ö ľ ó ü ö ű ö ę ő

Részletesebben

ę ú Ĺ ý ú ó ý ó ő ő ü Í ő ę ó ę í ó ó ź ő ź ő ź í í ő ö ü ú ő ö ö ü ü ó í í ő ő í Ĺ Ĺ ó ú í ö ö ő ó í ő ő ó ó ę ő í ö ó źú Í ő í ú ö ú ó í ő ő ő ź ő í

ę ú Ĺ ý ú ó ý ó ő ő ü Í ő ę ó ę í ó ó ź ő ź ő ź í í ő ö ü ú ő ö ö ü ü ó í í ő ő í Ĺ Ĺ ó ú í ö ö ő ó í ő ő ó ó ę ő í ö ó źú Í ő í ú ö ú ó í ő ő ő ź ő í ő ő ó ú ő ó í ü í ú ó í ő ö ó ő Ą ö ö ü ź ő ő ö í Ö ó ú ý ú Íř ö ó ý ä ü ú ó ö ő ő í ň ů ú í ú ő ö ö ö Í ö ó ü ó ň ó í í í ć ý í í ý ü ú ü ó ő í ő í ö ä ú í í ü ř ő ő ó Á í ö ő ü í ó Í ó ő ú í í ó ę ú

Részletesebben

í ó ľ ľ ó ö ó í ö ő ó ó ő ľ ő ó ő ü ó ő ú ö ľ ő í ó ü ő ľ ő ľ ü ő í ó Ü ť í ó ő ü ó ź ö ő ő ő ö Í í Í ö ö ű ó í í ó í ő ł ő ü ęľü ü Ą ľ ź ó í źú ő Ĺ ó

í ó ľ ľ ó ö ó í ö ő ó ó ő ľ ő ó ő ü ó ő ú ö ľ ő í ó ü ő ľ ő ľ ü ő í ó Ü ť í ó ő ü ó ź ö ő ő ő ö Í í Í ö ö ű ó í í ó í ő ł ő ü ęľü ü Ą ľ ź ó í źú ő Ĺ ó Ł ą ť Ł Ą ÍŁ ó ľ ő ü ü ľ ł ő ő ľ Ę ľ ő í ő ő ľ ó ő í ó ľ ó í ü É ľé Ő ö Ü ő í ó ö ü ó ő ö ľ ő ö ľ É ľ É É Íľ É É Ü Ü Á í ľé ł É ľ É Ü Á ą Ł É Ú ď ť í ó ľ ľ ó ö ó í ö ő ó ó ő ľ ő ó ő ü ó ő ú ö ľ ő í ó ü

Részletesebben

EĞRİSELKANATLıTAVANDİFÜZÖRÜ CURVEDBLADECEıLıNGDıFFUSER. KESKLiMA

EĞRİSELKANATLıTAVANDİFÜZÖRÜ CURVEDBLADECEıLıNGDıFFUSER. KESKLiMA KESKLiMA Tanım tipieğriselkanatlıdifüzörler tavan uygulamalarıiçintasarlanmışlardır.uygulama gereksinimlerinebağlıolarakhavadebisini ayarlamakvehavadağılımınıoptimizeetmek için aksesuarları ile birlikte

Részletesebben

í í ó ü í ó ó í ű ó ü ö í ó ó Ĺ í ó ö ę ł ę ę ľ ó ű ó ö ę ó ľ ö ľ ź í ö Í ü źú ý ö ü ö ü ź í í í ó í ö ö í ö ó ź ü ú í ö ú ö ó í ó Ü Ü í Á Ü Ü ö ö ź ű

í í ó ü í ó ó í ű ó ü ö í ó ó Ĺ í ó ö ę ł ę ę ľ ó ű ó ö ę ó ľ ö ľ ź í ö Í ü źú ý ö ü ö ü ź í í í ó í ö ö í ö ó ź ü ú í ö ú ö ó í ó Ü Ü í Á Ü Ü ö ö ź ű ó Ę Ü Ü ŕ Ő ľ ü ľ ľ ö ľü ľ íľ ü ź í ľ í ü ö ö ü ľ ü ó í ó ö ľ ü ź í ö ľö í ü ö ö í ľ ó ó ó ö ü ź ą ó ó ű í í ö ó ľ ź í ó í ö ü ó í ö ó í ú í ąź ó ł ô ľ ó ź źś ó ú í ź í ľó ö ó ú í ł ó ó ó ą ú ó ú ź ź ó

Részletesebben

á á áľ áľ ľ ú á á á éľ ľ í ő é ú á á áľ ľ á é ő ü ü é é ľ á é ö é é ľ óĺ í á áľ é á é ő é ö é é é é í é éľő ĺ é ćął ĺĺ ö ľ ĺ á é Í ő ú á á áľ ľ á Ż é

á á áľ áľ ľ ú á á á éľ ľ í ő é ú á á áľ ľ á é ő ü ü é é ľ á é ö é é ľ óĺ í á áľ é á é ő é ö é é é é í é éľő ĺ é ćął ĺĺ ö ľ ĺ á é Í ő ú á á áľ ľ á Ż é ľ ľ ľ ú ľ ľ í ő ú ľ ľ ő ü ü ľ ö ľ í ľ ő ö í ľő ćął ö ľ Í ő ú ľ ľ ö ö ľ í ľ ő ľ ľ ö ő ö í ľ í ľ í Í ő ŕ ö í Á ő í ö ú ő ö ł ľ ú ő ö ľ ľ ő ö ł ö í ö í ő í í ľ ö ö í ľ É í ľ í ö ń ő ő ő ö ľ í ľ Í Ô í ľ í

Részletesebben

ź ĺ Ą ö Ś Ś ł Ź í ľ Ĺ ľ í ľ ő íľ ľ ľ ľ ő í ĺ ő ě ü ľ ľ ľ ľ ö ó ľ ü ľ ö ĺ ź ź ť ľ ó ó ó ö ľ ő ő ľ ö ľ ś ź í ä ľ ľ ö ó ľ í ľ Ĺ ő ó ö í í ľ ó ę í ľ í ľ ó

ź ĺ Ą ö Ś Ś ł Ź í ľ Ĺ ľ í ľ ő íľ ľ ľ ľ ő í ĺ ő ě ü ľ ľ ľ ľ ö ó ľ ü ľ ö ĺ ź ź ť ľ ó ó ó ö ľ ő ő ľ ö ľ ś ź í ä ľ ľ ö ó ľ í ľ Ĺ ő ó ö í í ľ ó ę í ľ í ľ ó ő ľ ü ó ľ ľ ś ő ü ź ź ü ő ę ő ľ ő í É ü ľ Ý ľ ó ö ĺ ö ť ó ý ö ľ í ź ź ž ü ő ő ľ ő ľ í ľ É ľ ś ű ö Ĺ ľ ü ľ ľ ą ű ľ ó ú ľ ó ú ó ľ ľ ä Íĺ ľ í ó ĺ ĺ ĺ ľ ó Ĺ ź ö ö ź ľ ą ľ ľ ľ ľ ü ý ő ĺĺ ľ í ő ő ź ű ö ö ú ó

Részletesebben

í ő ö í ö ő Ĺ ź í í Ĺ ź ű ź Ĺ ö ü ú ö ő ö í ü ö ü í ú ő ź đ Ü Ĺ ź ź í ö ő ü ő ő ü ü ź í ü í ü ö ü ö Ĺ ź ő Í Ĺ ö ü ź í ö í ö í í ú ö ü í ő ü ő ę ú í í

í ő ö í ö ő Ĺ ź í í Ĺ ź ű ź Ĺ ö ü ú ö ő ö í ü ö ü í ú ő ź đ Ü Ĺ ź ź í ö ő ü ő ő ü ü ź í ü í ü ö ü ö Ĺ ź ő Í Ĺ ö ü ź í ö í ö í í ú ö ü í ő ü ő ę ú í í ő ü ő ü ď ü Ą ő ő đź Ü ü ü ö ü í ő ő ź ő í ü ę ö ü ü ú ő ő ü í ü ź ő ź ő ö ö ü Ü Ą ń ź ę ő ö ü É ü ő ő ö ü ö ü ö ü ö ü ö ü í í ő í ü ő ö ü ú Ĺ ő ď ü ź ď ú ü ö ö ö ü í ö í ü ö í ő ö í ö ő Ĺ ź í í Ĺ ź ű

Részletesebben

ł ü ź ź ű ź ľ ľĺ ź ź ý ź Ú ö ü ľ ű ö ź í ľ ü í í ź ľ í ü í Ĺ ö í ź ľ Ż ű ľ ľ Ĺ ź ű ź ń ů ł ľ ź ź ź Ą í ö ü üö ľ ö ź í źů í ö ü ű ź ź ľ í í ľ ü í í ź í

ł ü ź ź ű ź ľ ľĺ ź ź ý ź Ú ö ü ľ ű ö ź í ľ ü í í ź ľ í ü í Ĺ ö í ź ľ Ż ű ľ ľ Ĺ ź ű ź ń ů ł ľ ź ź ź Ą í ö ü üö ľ ö ź í źů í ö ü ű ź ź ľ í í ľ ü í í ź í ľ ľ ę Ĺ łłł ľ ą ľ ľ ľ í ľ ľ ü ľ ľ ń í Ĺ í ź ů í É Í ľ ľ É É Íľ ľ É Ü É ą Á ľ ľ É Ą Ą ťą ą Í ł Áľ ł ľ ź ź ź Í ź ř ü ę źú Ü ö Ü Ű ö ľ í ľ í ź í ľ ú ľ ü ř ö ö í ź ź ź Ĺ ű í ľ Ł Ť ť Á ł ü ź ź ű ź ľ ľĺ ź ź

Részletesebben

Ü Ĺ Ü ű ü ü ű Ü ü Ü ű ú Ĺ ü ü Ü ű ü ű Ü ű ü ü ć ú ú ü ű Ü

Ü Ĺ Ü ű ü ü ű Ü ü Ü ű ú Ĺ ü ü Ü ű ü ű Ü ű ü ü ć ú ú ü ű Ü ś Ü ú ú ú Ü ü ú ü Ü ť Ĺ ü ú ż Ü ű ű ń Ü Ĺ Ü ű ü ü ű Ü ü Ü ű ú Ĺ ü ü Ü ű ü ű Ü ű ü ü ć ú ú ü ű Ü É Ü ü Ü Ĺ Ü Ĺ ń Ü Ü ü ű ü Ĺ ű ü Ü ű ü ű ü Á ű ą Ĺ ú ú ň ü Ü Ĺ Ü Ĺ ü Ö ü ű ü ü Ĺ ÄĄ ü ě ú ü Ĺ Ü Ü É Ü ń É

Részletesebben

Kosztolányi Ádám jegyzetfüzetéből

Kosztolányi Ádám jegyzetfüzetéből Kosztolányi Ádám jegyzetfüzetéből 68 Emlékek között Karinthy Gáborról Kö ze leb bi kap cso lat ba ti zen há rom éves ko rom ba ke - rül tünk egy más sal. Álom vi lág ban élt, ami ta lán nem lett vol na

Részletesebben

ľ ő ő źą ö ü ű ö ľ ö ľ Ĺ ő ő ü ľ ü ő ő ö ő ü ő ő ľ ź ź ő ő ő ő ö ű ő ź ź ź ľ ź ü ľ ü ü ö ľ ő ö ź ő ź ź ń ź ö ő ľ ö ő ľ ú ľ ľ ü ő ő ő źů Ú ź ű ő ő ľ źú

ľ ő ő źą ö ü ű ö ľ ö ľ Ĺ ő ő ü ľ ü ő ő ö ő ü ő ő ľ ź ź ő ő ő ő ö ű ő ź ź ź ľ ź ü ľ ü ü ö ľ ő ö ź ő ź ź ń ź ö ő ľ ö ő ľ ú ľ ľ ü ő ő ő źů Ú ź ű ő ő ľ źú ő ľ ľü ľ ő ő ź ő ő ľ ő ł Ő É ő ü ź ľ ľ ő ő ľ ő Ü ľ ü ö ü ń ľő ľľ ő ľ ü ľ ő ź ź ö ö ő ľ ú ź ź ő ő ö ö ľ ö ö Ú ź ź ő öż ú Ą ü ő ť ö ł ź ő ź ú ö ő ź ö ö ő ő ľ źú ő ü ü ö ö ő ő ő ö ő ľ ő ü ö ľ ő ú źú ő ź ź

Részletesebben

ö ö ź ű ö ö ö ź ź ö ö ü í ĺ ö ź ö ö ö ľ źú ź ü ö ü ö ö ź ľ ľ ľ í íĺ í ü ľ ü í ü ľ ö ľ ľ í ź í ľ ö ľ ľ ľ ľ í ö ýú í ľ í ű ö ź ź ź í í ź Ü Ü í ľ ĺ ź ü ö

ö ö ź ű ö ö ö ź ź ö ö ü í ĺ ö ź ö ö ö ľ źú ź ü ö ü ö ö ź ľ ľ ľ í íĺ í ü ľ ü í ü ľ ö ľ ľ í ź í ľ ö ľ ľ ľ ľ í ö ýú í ľ í ű ö ź ź ź í í ź Ü Ü í ľ ĺ ź ü ö Í ĺ ľ ľ Ĺ ü ú ľ ü üĺĺ ľ ľ í ü ľ ź ĺ í ü ĺ É ľ ľ ľ É ł Á É Ü É Ü ľá É Í ĺé Ü É ł ě É Íľ ľ ď Éľ Ü É É Á í ĺ ę ŕ ł ľ ú ą É Á ĺ ľ ü ľ ü ĺ ĺ ĺĺ ľ í ü ü ö źů ö ĺ ü ľ ĺ ú ľ í í í ö í ű ĺ ö Íĺ öľ ö í í í ú ź ź

Részletesebben

í ő ő ó ü Ż ľ ľ ú ĺ Ö ő ü ľ ü ľ ó í ľó ú Ö ľ ü ü ź ő ő ľ ľ ó í ö ó ó ö ü ö ö ö ľ ő ó ö ľ ľ ő ó ö ľ ő ľ ő ü ó ú Ö ő ó Ĺ í Ĺ ľ Ö ľ Ż Ĺ ó í ü ľ Í ľ ĺ ľ ő

í ő ő ó ü Ż ľ ľ ú ĺ Ö ő ü ľ ü ľ ó í ľó ú Ö ľ ü ü ź ő ő ľ ľ ó í ö ó ó ö ü ö ö ö ľ ő ó ö ľ ľ ő ó ö ľ ő ľ ő ü ó ú Ö ő ó Ĺ í Ĺ ľ Ö ľ Ż Ĺ ó í ü ľ Í ľ ĺ ľ ő ő ö ü ú Ö ľ Ż ő ő ü ú ó ö ö ő ü Ĺ Ö ő í ó ö ö í ó ö ő ő Ĺ ü ö ő í ź ó ü ő ő ő ö ľ ő ö í ő ő Ĺ í ľ Ö ü ő ü ö í ő ü ö ö ľ í ő ő ó ü ĺ ľ ö ľ ľ ľ ö ő ő ü ő ö í ő ö ľő ú Ö Ż ö ő ü ő ö í ľ ő ö ľ ő ó ö ľ ő ő

Részletesebben

ú Ĺ Ę ą ő í ő ú ő ü ć Í őí Á ö ź ö í ö í ö ö í Ĺ ö ö í ö ü ö ö ö ö ö í ú Ĺ Í Ĺ ö í í ö í ö í ü ö í Ĺ ő Ü ö í í ö ö í í í ü ú Í ő Í ł ú ü Íć ő í ő ő Ą ő ć ö ć ú ő ü ö ö Ĺ ü ö ź ö ü ű ö ź ő ö ł ü ú Ö ő ö

Részletesebben

1. sz. melléklet a 150/2016. (II.22.) sz. VPB határozat 1. melléklete

1. sz. melléklet a 150/2016. (II.22.) sz. VPB határozat 1. melléklete Ł ä ť ł ř í ó ĺ ľ ć ć ľ ą Ĺ Á ó ö ű ű ö ő Ś ĺ ś í ł ú ő ű ó ü ü ĺ ö ö ü ő Ü ű ö ű ö ű ö ő ó ö ö ó í í ĺ ő ö ó ó ő ó ĺ ĺ ł ĹÍ ř ý ő ö ö ó ö ö ö ű ű ł ő ö í ó ö ö ö Ü ĺ ó ó ó ó ó ó ó í ó ő ü ó í ó ĺ í ó

Részletesebben

ő ú ő ő ő ú đ ő ź ő ú ő ő ľ ú ő ú ő ľ ľ ő ő Ą ő Ę ú ú ü ő ł ő ö ü ą ö ö ź ü ö ź ö ö ő Ĺ ľ ő ö ľ ä ő ľ ľ ő ö ź ö ú ő ľ ú ö ź ú ő ź źúź ö Í Ü ő ő ő ź Í

ő ú ő ő ő ú đ ő ź ő ú ő ő ľ ú ő ú ő ľ ľ ő ő Ą ő Ę ú ú ü ő ł ő ö ü ą ö ö ź ü ö ź ö ö ő Ĺ ľ ő ö ľ ä ő ľ ľ ő ö ź ö ú ő ľ ú ö ź ú ő ź źúź ö Í Ü ő ő ő ź Í É ő ü ő ü ü ü Í ľ ś đ ľü ľ őľ ľ ő ľ ő ő Ü ź ľ ü ö ö ü ő ľ ü Ö ľ ő ľ ů ź ő ö ö ü ę ę ü ő ő ľ ź ő ľ ľ ľü Ö źú ö ü ü ľ ű ő ö ü ľ ý ú ü ő ő ü ľ ő ő ę ö ű ö ú ő ü ź ľ ľ ő ő ľ ü ö Ö ź ő ö ü ő ű ľ ú ú ő ő ő ú

Részletesebben

Í í ú ó ü ę ü ď ö ü ö ú ó ó ú Í ö ö ö í ó ő ľ í ő í ő ć ő ó ö ú ö ö ó ó ü ľ ę ť ę ő í źľ ő í ľ ö í ó ő ő ö ů ę ĺ ő í ó ó ó í ę ę ö ő ü ő ö öľ ő ť ź í

Í í ú ó ü ę ü ď ö ü ö ú ó ó ú Í ö ö ö í ó ő ľ í ő í ő ć ő ó ö ú ö ö ó ó ü ľ ę ť ę ő í źľ ő í ľ ö í ó ő ő ö ů ę ĺ ő í ó ó ó í ę ę ö ő ü ő ö öľ ő ť ź í ő ľü ó ü ü ő ľ ó ľ ö đ ü ľ ľ ĺ öľ ő Í ľ ő ľ ő ó ö ó ő í ľ ľ ü ľ ö ö ü ľ É đ ü ľ ľ ľü ó ľ ľ ď ú Ó í ľü ű ö ö ó ő ľ ú ő ę ő ľ ő ľ í ź ľü ő ó í ö ö ő ö ü ć ü ő ü ő í ő ö ĺ Ä ű ľ ó ö ú í ű ü ú ő ö ü ű ö ö

Részletesebben

ő ú ý ń ľ ľő ľ đ Í ő ő ě Í ü ŕ ď ę ő ő ő üęł É ľľ ú ľ ľ ä ľ ž ŕ ä ľ Ěł ľ śľľé ú ę ą Í ł ł ü ł ő ś ź ő ő ľ ú ľ ú ł ŕ ľ ľ Á ą ľ ł ł ő ű ý ű Í ćľ łś ę łł

ő ú ý ń ľ ľő ľ đ Í ő ő ě Í ü ŕ ď ę ő ő ő üęł É ľľ ú ľ ľ ä ľ ž ŕ ä ľ Ěł ľ śľľé ú ę ą Í ł ł ü ł ő ś ź ő ő ľ ú ľ ú ł ŕ ľ ľ Á ą ľ ł ł ő ű ý ű Í ćľ łś ę łł ő ü Í ť É ô ľ ý ą ő ô ę Ą ź š Ł ä ł ł ł ł ł ô ł ź ź ą ź łň ő Á ź ł łź ł ź ő ł đ łź ć ý ý ł ľ Ę ÉĄ ľ ę ął ŕ ś ą ě ü ě ő ú ý ń ľ ľő ľ đ Í ő ő ě Í ü ŕ ď ę ő ő ő üęł É ľľ ú ľ ľ ä ľ ž ŕ ä ľ Ěł ľ śľľé ú ę ą

Részletesebben

ź ü ó ź Đ Ö Ĺ ľ ő ź ó ľ ź ń ó ź ľ ö ű ő ó ę í í ď ú ó ľ ź ö ó ľ ł ľ í ö ü ő Í üö ő ő ő ö ę ľő ľ ľ ő ö ő ę ź í ö ľ ó ó ő í ú ľ í ľ ę ü ö ő ź ť đ ó í ó

ź ü ó ź Đ Ö Ĺ ľ ő ź ó ľ ź ń ó ź ľ ö ű ő ó ę í í ď ú ó ľ ź ö ó ľ ł ľ í ö ü ő Í üö ő ő ő ö ę ľő ľ ľ ő ö ő ę ź í ö ľ ó ó ő í ú ľ í ľ ę ü ö ő ź ť đ ó í ó ő ľ ó ľ ő ľ ő ľ Í ő ľ ő ő É ę ľő ľľ ú Ĺ ü ő ő ľ ő í ó ľ Ü ü ľ ü ľ ľő ľľ ľ ľ ú ú ő ó ľ ő ö í í ú ń ó ő ü ö ďó ó ľ ľ ľ í ľľ Ĺ ő ť í ö ę ľĺ ő ľ ľ óľ ő ľ ö ľ ł ő ľó ó í ľ ó ő ü ó ľ ź ó ľ ľü ű í ľ ó ľ í ő ź

Részletesebben

ő í ź ó ö ę ő ő ó ü ő ő ő í ő ź ű í ę ę ź đ ó ő í í ö ź ó ő ő ő í ő ő ő ö ő ü ü ő ó ň í í đ í Ę ő ó ó ő ő ő ę ő ź í í ú ő í ó í äí ź ź í Ĺ ó í ď ó í ő

ő í ź ó ö ę ő ő ó ü ő ő ő í ő ź ű í ę ę ź đ ó ő í í ö ź ó ő ő ő í ő ő ő ö ő ü ü ő ó ň í í đ í Ę ő ó ó ő ő ő ę ő ź í í ú ő í ó í äí ź ź í Ĺ ó í ď ó í ő ő ł ö ö ő ó ó ö ő ő ü ó Í Ĺ ő ő ń í ő í öí í ö ő ó ó Í ő ź ö đ ő źę Ĺ ő ő ó ó ö í ű ő ź ő ź Á ő ö ö ö ő ö ö ď í ő ő ő ö í ő ď ő ö ő ę ő í ő í ü ó ó í ö ö ő ő ő ę đ Í í í ő í ő ő ö í ę ő ö í í ö ő ö ő ď

Részletesebben

ö Á Á ľ Á ö Á ł Ü ö É É É Í É í Ö Í Á É É É ć É É É ł É É ľ Á É Ú Á Ú É Á Ú É í Á í Á Ö Ž Á ę ł í š

ö Á Á ľ Á ö Á ł Ü ö É É É Í É í Ö Í Á É É É ć É É É ł É É ľ Á É Ú Á Ú É Á Ú É í Á í Á Ö Ž Á ę ł í š łł ü ł í ł ł ą ń ľ ä Á ľ ť Í ď ô ö ö ü ö ú ö Á Á ľ Á ö Á ł Ü ö É É É Í É í Ö Í Á É É É ć É É É ł É É ľ Á É Ú Á Ú É Á Ú É í Á í Á Ö Ž Á ę ł í š ł Í ö ö í Í ł ä ďł ö ö Í ü ö Ú ď Í ö ö ľ í ž Ú ö Á ď Á Í öźö

Részletesebben

Ą ó ń ú ľ ľ ú ĺ ĺ ü ľ ĺ ú ľ ĺ ó ľ ľ ĺ ĺ ĺľ ľ ľ Ĺ ľ Ż ó ó ó ó ü ý ó ó ó ę ö ö Ĺ ü ü ľ ĺ ľ ĺ ü ź ó ö ľ ó ó ľ ö ĺ ü ľ í ü ü ľ ĺľ ö ľ ó ö ü ü ľ ľ ö ĺĺ í ü Đ ü ł ö źů ü Ĺ ľ ü ö Ł í ĺ í ú ó öľ ö ĺ ľ úö ü ľó

Részletesebben

ľ ű ő í ź ĺ ź í ü ő đ đ ź í ę í ź ű ę ő đ źú ű ľ ü í ü ĺ ű Ĺ ę ő íĺ ő ú ľ í źú ĺľí ľ ľ ĺ ú í ő í ę ę í ü ű đ ĺ ľ ő ź ü ő ĺ ę ű ő ü ę ę Ĺ ű ł Á ł ő ú ĺ

ľ ű ő í ź ĺ ź í ü ő đ đ ź í ę í ź ű ę ő đ źú ű ľ ü í ü ĺ ű Ĺ ę ő íĺ ő ú ľ í źú ĺľí ľ ľ ĺ ú í ő í ę ę í ü ű đ ĺ ľ ő ź ü ő ĺ ę ű ő ü ę ę Ĺ ű ł Á ł ő ú ĺ ľ ľ ő ĺ ő ľ ő ő ü Ĺ ő ľ ľ íĺ ő ő ł ő íí ł đ í ľ ę ľ ä ę ő í Í ő É ĺ ő É ľĺáľ Á Á Á ľľé ĺéľ ľĺ Ü ł Ĺ É Íľ ľ É ľĺéľ Ü É Ü É ĺ ĺ ĺé ą Á ĺ ľ É ł ĺ ł Áľ ľ ĺ ü ĺ ź ő ő ő ü ő ő ü ű í ő ľ ű ő ĺ ź ľ ĺ ő ú ő ü đ

Részletesebben

J_O_l_K_{A J _{_ac. .TZ_c _{_M_}C m_} X_kB_w_{_{ hz_k - 1.TZ_c_{A X_l_I K_{_}_O JAZ_kG ß_KAY_{A S R_e_K_{A _I _OC - 5

J_O_l_K_{A J _{_ac. .TZ_c _{_M_}C m_} X_kB_w_{_{ hz_k - 1.TZ_c_{A X_l_I K_{_}_O JAZ_kG ß_KAY_{A S R_e_K_{A _I _OC - 5 J_O_l_K_{A J _{_ac..j_o_l_k_{a J _{_ac _sz_l} } z_ _y_}_k bzx_{a } ux_ {A.u_e_ _kb_a _aazx_{_{ _}`Ω_{A X_}_{A bzx_{a AY_ _I _eb_u_{a m_oaz_}_{a h Z_l_{A _oω_i_{a X_kA _w_{a ß_s ZB_K_U_}_{A. L ~. ßIXæA

Részletesebben

ľ ú ő ö ü ö ľü ő ľ ő ö ü ú ö ľ í ü ú í ö ľĺ ő ű ľ ö ü ľü ę đí ą ó ő ő ü ú í ľ í í ý đ ę öľ ü í ú í ó í ő ó í ő ő ö ö ú í í ö ö ľü ú í í ľ ľ Ü Ü í í ľ

ľ ú ő ö ü ö ľü ő ľ ő ö ü ú ö ľ í ü ú í ö ľĺ ő ű ľ ö ü ľü ę đí ą ó ő ő ü ú í ľ í í ý đ ę öľ ü í ú í ó í ő ó í ő ő ö ö ú í í ö ö ľü ú í í ľ ľ Ü Ü í í ľ ő ü ü ľ ő ü Ü Ü ľ ů ľ ü ľ ü íľ ő ő ű ü ő í ľ ľ ü ę ľ ü ľ ü ó ő ö ľü ő ź ő ő ő ö ľ ę ľ ľü ľ ź í ö ľ ő ö í ő ź ö ö ü ź ź ť ő í ľ ó ó ó í ó ő ö ő ü ą ą ó ó ľ ó ó ó í ö í ö ü ó í ó ü ó í ú í ó ő ü ó ő ü ú

Részletesebben